Zor soru

Öğrencinin biri sınavda soruları yanıtlamak için zar atıyormuş 1 gelirse A, 2 gelirse B... 5 gelirse E vs. 6 geldiği zaman tekrar zar atıyormuş. Bir atmış altı gelmiş, bir daha atmış yine altı gelmiş, birkaç defa daha atmış yine altı gelince: “Bu soru çok zor bu soruyu geçeyim!..” demiş.

Mr. Muscle

Yaşlı bir öğretmen, fen bilgisi dersinde kasları anlatıyordu. Bir ara öğrencilerden birine şu soruyu sordu: “Şimdi ben boks yapsam hangi kaslar çalışır?” Çocuk sakin sakin cevap verdi: “İzleyenlerin gülme kasları öğretmenim!..”

Üçgenin tanımı


İlkokulda, matematik dersinde öğretmen üçgenin alanını, çocuklara şu şekilde öğretmiş: “Bir üçkenarlının alanı, yatayımı ile dikleşiminin vuruşumunun, ikiye bölümüdür.” Çocuk bunu güzelce ezberlemiş. Akşam babası evde sormuş:
- Bugün okulda ne öğrendiniz?
- Matematik dersinde, bir üçkenarlının alanını öğrendik babacığım.
- Ya öyle mi?.. Peki nasıl öğrendiniz?
- Bir üçkenarlının alanı, yatayımı ile dikleşiminin vuruşumunun, ikiye bölümüdür.
- Yavrum, yanlış öğretmişler size. Doğrusu: bir üçgenin alanı, tabanı ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir.
O sırada, bir yandan gazetesini okuyan, bir yandan da torunuyla oğlunun konuşmasını dinleyen dede, dayanamayıp söze girmiş:
- İkinizin de tanımı yanlış! Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesiyle irtifaının hasıl-ı darpının nısfına müsavidir.

Afrika

Ev ödevi hazırlayan çocuk babasına sordu "Afrika ne kadar uzaktır baba?" Babası bilmiyorum demeyi kendisine yediremediği için biraz düşündü "Fazla uzakta olmamalı...” dedi, “... çünkü bizim şirkette bir zenci var. Her gün işe bisikletle gidip geliyor!..”

Bacak

Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkes acayip çalışmış, notlar, fotokopiler havada uçuşmuş. Sınavın yapılacağı gün bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok, sadece sıra sıra mikroskoplar. Hoca da başlarında bekliyorken demiş ki, “Bu mikroskoplarda bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak!” Tabii hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hocanın dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların basına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış. Hoca arkasından seslenmiş “Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?” Kapı hafifce aralanmış ve bir bacak uzanmış “Tanısana ulan, bilsene kim olduğumu!..”

Sınav

4 öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve de matematik finalini kaçırmışlar. Ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. “Arabaya bindik, yolda lastik patladı. O yüzden kaçırdık...” demişler. “Neyse...” demiş hoca, “... 3 gün sonra gelin, sizi sınav yapacağım.” 3 gün sonra bu 4 öğrenci sınav olmak için gelmiş. Hoca bu dördünü sınıfın köşelerine birbirlerine en uzak olacak sekilde oturtmuş. Finali geçmek için de en az 50 almak gerekiyor. Hoca 5 tane soru sormuş ve sayfanın önündeki 4 soru çok basitmiş ve her biri 10 puanlıkmış. Ancak, kağıdın arkasındaki 60 puanlık soru şöyleymiş: “Arabanın hangi lastiği patladı?..”

Bil bakalım ne?

Okulun son günüydü. Miniklerin her biri öğretmenlerine hediye almış, tek tek yanına gidip veriyorlardı. Çiçekçinin oğlu paketini uzattı. Öğretmen kutuyu biraz salladı ve “Çiçek, öyle değil mi?” Çocuk şaşırdı: “Nereden bildiniz öğretmenim?” Öğretmen gülümsedi: “Sadece tahmin ettim...” Sıra şekerlemecinin kızına gelmişti. Öğretmen paketi evirdi çevirdi ve “Bu bir kutu şekerleme...” Minik kız hayretle “Nasıl bildiniz?” diye sordu. Öğretmen yine gülümsedi: “Sadece tahmin ettim...” Sonra sıra içki dükkanı sahibinin oğluna geldi. Öğretmen kutuyu aldı ve baktı ki kutunun altından bir şey akıyor. Damlacıklara parmağını götürüp tadına baktı ve “Şarap?” Çocuk, “Hayır öğretmenim!” “Hmmm... Öyleyse şampanya...” Çocuk, “Hayır, şampanya da değil öğretmenim!..” Öğretmen tekrar parmağını ıslaklığa götürüp tattı ve “Hmmmm vazgeçiyorum, söyle ne bu?” Çocuk; “O bir yavru köpek, öğretmenim!..”