tag:blogger.com,1999:blog-60538951454681886862024-03-13T01:58:17.331+02:00KOMİK FIKRALAR - VİDEOLARUnknownnoreply@blogger.comBlogger244125tag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-20408395631582135102015-01-03T23:06:00.000+02:002015-01-03T23:06:03.361+02:00Doğanın Dengesi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6aOFMFkHguXJw4rWjDKEuwE1zTykVCYx8nFV36XXiWTi9OjhTdMLk5M44O3uvfyn0_AvYfl0IZWaS2q-L92OaHAMOEXKVenPlslIkVrkqypXbC9QKw5iviG044s8pi33vU9WQfxnA1Go/s1600/temel-f-u0131kralar-u0131,3,box%5B1%5D.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6aOFMFkHguXJw4rWjDKEuwE1zTykVCYx8nFV36XXiWTi9OjhTdMLk5M44O3uvfyn0_AvYfl0IZWaS2q-L92OaHAMOEXKVenPlslIkVrkqypXbC9QKw5iviG044s8pi33vU9WQfxnA1Go/s1600/temel-f-u0131kralar-u0131,3,box%5B1%5D.jpg" height="320" width="264" /></a></div>
<strong><br /></strong><b>Temel ormanda ağaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i ağaç keserken görünce bi güzel pataklamışlar...</b><br /><b>Üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun'a rastlamış.</b><br /><b>Dursun:</b><br /><b>- Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş.</b><br /><b>Temel de anlatmış:</b><br /><b>- Ormanda ağaç keseyidum, birden kalabalık pir gurup Doğan'ın Yengesini bozmişum diye dövdi peni...</b><br /><b>Halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yençesuni... :))</b> Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-58736023861126862232013-12-27T01:40:00.005+03:002013-12-27T01:40:53.222+03:00ORMANDAKİ VERGİ MEMURU<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlGjj3v0F-ZOzl-0gecEAq6hJ_IODIu-jSbB_sMwejFSSmKtAQhiYQvbPfRuZQqda_rjQInfHfOXU7xyKYpqBfGqkXCvMhyOdRYLnemdcNotthSrwsK2Ur-oDfRMeRoUv0HDOrE6YR678/s1600/maymun%25201.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjlGjj3v0F-ZOzl-0gecEAq6hJ_IODIu-jSbB_sMwejFSSmKtAQhiYQvbPfRuZQqda_rjQInfHfOXU7xyKYpqBfGqkXCvMhyOdRYLnemdcNotthSrwsK2Ur-oDfRMeRoUv0HDOrE6YR678/s1600/maymun%25201.jpg" /></a></div>
<div class="text_exposed_root text_exposed" id="id_52bcaf0a335607e46532928">
Tilki ormanda nefes nefese koşuyormuş. Karşısına çıkan kaplumbağa- Tilki kardeş ne bu telaş ?-<br />'Ormana maliyeciler gelmiş' demiş tilki ' Şimdi bir bakarlar bende kürk , hanımda kürk , çocuklarda kürk , dünyanın vergisini yazarlar... ! <br /><span class="text_exposed_hide">...</span><span class="text_exposed_show"><br /> Bunu duyan kaplumbağa telaşla yürümeye başlamış . Onu telaşlı gören leylek - Hayrola kaplumbağa kardeş ne bu telaş ? diye sormuş- <br /><br />'Maliyeciler ormanda' demiş kaplumbağa 'Bende ev hanımda ev çocuklarda ev ' yakalanırsak dünyanın vergisini alırlar !-<br /><br />Leylekte hemen uçuşa geçmiş .Ağaçların üzerinden maymun seslenmiş -Leylek kardeş ne iş ?Bu ne acele - <br /><br />Vergi memurları herkese ceza yazıyormuş , bizi bilirler her yaz göç ederiz. Bende yazlık ,hanımda yazlık , çocuklarda yazlık ,vergi borcundan batarız ...<br /><br /> Maymun bunu duyar duymaz bağırarak ağaçtan ağaca atlamaya başlamış. Biraz ilerledikten sonra durmuş. Kendi kendine ;<br /><br />-İyide ben niye kaçıyorum ki ? demiş . <br /><br />Benim kıçım açık , hanımın kıçı açık ,çocukların kıçı açık...</span></div>
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-76530699289185849602013-02-24T15:08:00.002+03:002013-02-24T15:08:26.808+03:00Feministler<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9f18A4DpoFVArVo_Z4Wc6kXnaTNdWjdSNepQDfwc0QUYi0tET1_RS6YGKgPheG4AsuIHDv8noQmaEd1TAEdgc7iOKBHskAGkCVeO6q7rFQVk_4kg6F8sIhWQ6PO4-wpAyY2LHbGUvXfQ/s1600/490-303.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="123" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj9f18A4DpoFVArVo_Z4Wc6kXnaTNdWjdSNepQDfwc0QUYi0tET1_RS6YGKgPheG4AsuIHDv8noQmaEd1TAEdgc7iOKBHskAGkCVeO6q7rFQVk_4kg6F8sIhWQ6PO4-wpAyY2LHbGUvXfQ/s200/490-303.jpg" width="200" /></a>Feministlerin yıllık kongresinde, Amerikan Delegesi hanımefendi kürsüye gelmiş ;<br />
<br />
- Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım. Eve gider gitmez kocama:<br />
<br />
“Bundan sonra temiz çamaşır istersen, kendi çamaşırını kendin yıka!<br />
İşte makine orada” dedim.<br />
<br />
- İlk gün bir şey görmedim,<br />
<br />
- İkinci gün bir şey görmedim,<br />
<br />
- Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sade kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor!<br />
<br />
<br />
Alman Delegesi söz almış ;<br />
<br />
- Ben de kararımız gereğince kocama:<br />
<br />
“Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan, bulaşığını kendin yıka! İşte makine orada” dedim.<br />
<br />
- Birinci gün birşey görmedim.<br />
<br />
- İkinci gün bir şey görmedim.<br />
<br />
- Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıklarımı da yıkıyor!<br />
<br />
<br />
Üçüncü konuşmacı bizden,TÜRK feminist kardeşimiz...<br />
<br />
- Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocama :<br />
<br />
“Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek.<br />
İşte mutfak orada!” dedim.<br />
<br />
- Birinci gün bir şey görmedim.<br />
<br />
- İkinci gün de bir şey görmedim.<br />
<br />
<br />
- Üçüncü gün, sol gözüm biraz açılır gibi oldu... Hafiften görmeye başladım !!!<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-58962213623247280822013-02-03T15:57:00.001+03:002013-02-03T15:57:21.055+03:00Çukur<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8OK7Q1Mlkqa7QQgFcxQeY5sfczcxDhaaKWNytdtnbixOZuqhI_JWMIBBsJXKh-6MyqX4sqADne6h71-b4T6QvRjDvSK2cwpvBUKEQ_aakPOuC6128Gm6AY7-BsA1sIt5_JQeC1AtKcCs/s1600/temel.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8OK7Q1Mlkqa7QQgFcxQeY5sfczcxDhaaKWNytdtnbixOZuqhI_JWMIBBsJXKh-6MyqX4sqADne6h71-b4T6QvRjDvSK2cwpvBUKEQ_aakPOuC6128Gm6AY7-BsA1sIt5_JQeC1AtKcCs/s200/temel.jpg" width="200" /></a></div>
Köyün birinde bir çukur varmış ve herkes bu çukura düşerek yaralanıyormuş.<br />
Köyün ileri gelenlerinden Temel'inde aralarında olduğu 3 kişi toplanmış. Birincisi:<br />
-Çukurun yanında bir ambulans beklesin hastahaneye çabuk yetiştiririz. Demiş. İkincisi:<br />
-Çukurun yanına bir hastahane yaptıralım düşenlerin hastahaneye yetişmesi zaman almaz demiş. Sıra Temele gelmiş:<br />
-Sîzde hiç akıl yok demiş: Bu çukuru kapatalım hastahanenin yanına bir çukur açalım demiş<br />
<div>
<br /></div>
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-1956473641107652242013-01-06T18:39:00.000+03:002013-01-06T18:39:00.104+03:00Ajan Sınavı<br />
CIA Rusya‘daki çok gizli bir görev için seçmece adaylarını bir imtihana tabi tutar.<br />
<div>
Başarılı olan adayları son bir sınav olarak sır tutma sınavına alır.<br />
Her birine bir sır verirler ve bunu söyleyip söylemeyecekleri konusunda işkenceye başlarlar.<br />
<br />
Ajanların çoğu çözülür fakat Temel ne yaparlarsa yapsın sırrı vermemektedir.<br />
En ağır işkenceleri geçtikten sonra tamam derler Temel bu işe uygun.<br />
Yalnız uykusunda konuşup konuşmadığını öğrenmek için birde odasına kamera koyalım onu izleyelim.Ve Temel’in odasına gizlice kamera koyarlar.<br />
Temel odaya döner dönmez kafasını duvarlara vurmaya başlar ve bir taraftan da söylenir;<br />
-Hatırla oni..hatırla oni. Boşu boşuna işkence görüyorsun hatırla oni…</div>
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-69164606637405015182013-01-05T18:35:00.001+03:002013-01-05T18:40:50.319+03:00Hasan Kim?<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi81kykA5M8w37eyxYqeI0y7hRorF9mf5GlXcKEcrRRbjQXTLJzmAoDwrDbX8EIQSXhtAhOhGRq0cW16-pqOl6gO2SOVdVhtvrNLCunjF-sZGgHyAz5AcyJDNpTkcBePG25ljUxpnKkx3U/s1600/28956_399116583269_125013928269_4040749_7093546_n.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi81kykA5M8w37eyxYqeI0y7hRorF9mf5GlXcKEcrRRbjQXTLJzmAoDwrDbX8EIQSXhtAhOhGRq0cW16-pqOl6gO2SOVdVhtvrNLCunjF-sZGgHyAz5AcyJDNpTkcBePG25ljUxpnKkx3U/s200/28956_399116583269_125013928269_4040749_7093546_n.jpg" width="200" /></a></div>
İri yarı kabadayı adamın biri kahveye girmiş.<br />
-Hasan kimdir?<br />
Adamın biri atlamış.<br />
-Benim!<br />
Kabadayı bu adamı iyi bi dövmüş agzı burnu kanlar içinde kalmıs sonrada çekip gitmiş. dayak yiyen adam kabadayı gittikten sonra gülmeye başlamış. kahve halkı sormuş...<br />
-Yahu adam seni dövdü agzını burnunu kanattı hala neye gülüyorsun?<br />
-Nasıl kandırdım ama enayiyi benim adım Hasan degil temel'di:)Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-60093523692763696382012-09-19T23:28:00.000+03:002012-09-19T23:28:00.174+03:00SınavKüçük Levent annesine telgraf çeker: "Sınavım kötü geçti. Babamı hazırla..." Telgrafa yanıt gelir: "Babanı hazırladım, sen kendini hazırla!.."Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-55302420477236706432012-09-18T22:30:00.000+03:002012-09-18T22:30:00.603+03:00YardımOzan heyecanla eve geldi. Kapıdan girer girmez: "Anne yandın..." dedi. Annesi telaşla sordu: "Neden yandım yavrum?" Ozan üzülerek cevap verdi: "Öğretmenim, 'senin dersine yardım edeni bir görsem dayaktan öldüreceğim' dedi!.."Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-40820455661001362572012-09-17T19:30:00.000+03:002012-09-17T19:30:01.015+03:00Hiç<br />
- Buraya oturamazsın! Ben kimim biliyor musun?<br />
- Kim olduğunuzu bilmeli miyim?<br />
- Ben yardımcı doçent falan kişiyim.<br />
- Evet?<br />
- Benim gibi kıdemli birinin yanına oturamazsın!<br />
- Size bir soru sormak istiyorum. Siz yardımcı doçentlik ünvanınızdan sonra ne olacaksınız?<br />
- Doçent.<br />
- Peki sonra?<br />
- Şayet başımıza bir şey gelmezse profesör.<br />
- Daha sonra?<br />
- Belki zor ama, ordünaryus profesör.<br />
- Evet... Peki bu dereceden sonra?<br />
- Hiiç...<br />
- Ben şimdiden ‘hiç’im; lütfen müsade edin yanınıza oturayım...<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-60634899044701204892012-09-17T18:00:00.000+03:002012-09-17T18:00:03.158+03:00Sınav<br />
Ev kadını ilkokul diploması almak için imtihana girer. Tabiat bilgisinden sınıfta kalır. Sorular şöyledir:<br />
- Mide ne iş yapar?<br />
- Sindirim yapar.<br />
- Akciğer ne iş yapar?<br />
- Solunum yapar<br />
- Kalp ne iş yapar?<br />
- Dolaşım yapar.<br />
- Beyin ne iş yapar?<br />
- Kapıcılık yapar...<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-5142164602248009222012-09-16T15:30:00.000+03:002012-09-16T15:30:01.994+03:00MeslekBirinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu: “Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor?” Tuna: “Otobüsleri kaldırıyor efendim.” dedi. Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu: “Pek iyi anlayamadım, neymiş babası?” Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi: “Vinçmiş, vinç!..”Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-50301386436680528112012-09-15T23:25:00.000+03:002012-09-15T23:25:00.443+03:00Değerli madenÖğretmen sınıfta madenleri ve ne kadar değerli olduklarını anlatıyormuş. Dersin bitiminde çocuklara sormuş: “Çocuklar!.. Kim hangi madene sahip olmak ister?" Önce David cevap vermiş: "Platin, öğretmenim. Onunla kendime bir Porsche alırdım." Ardından Mike cevaplamış: "Altın, öğretmenim. Altınlarımla kendime son model bir Cadillac alırdım." En son küçük Joe yanıtlamış: "Silikon, öğretmenim. Ablamda iki tane var, kapının önündeki arabaları hayal bile edemezsiniz!.."Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-26278965621577046492012-09-14T23:25:00.000+03:002012-09-14T23:25:00.301+03:00SınıfKüçük Ali okula başladığından beri her gün öğretmeni Aysel'e gidip “Öğretmenim, beni yanlış sınıfa koydunuz. Benim yerim birinci sınıf değil. Ablam üçüncü sınıfta, ama ben en az onun kadar akıllıyım. Hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın" diye şikayet edermiş. Bundan sıkılan Aysel öğretmen bir sabah Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne götürmüş ve durumu anlatmış. Müdür "Peki..." demiş, "Bu çocuğu bir imtihan edelim. Eğer yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa sokalım!" Sormaya başlamış, "İki kere iki?” Ali hemen "Dört" diye cevap vermiş. “Sekiz kere dokuz?" Ali "Yetmişiki" demiş. "Kaç mevsim var?" Ali "Dört" demiş. Aysel öğretmen müdüre "İzin verirseniz ben de birkaç soru sorayım" demiş ve sormuş; "Söyle bakalım ineklerde dört tane ama bende iki tane var... Bu nedir?" Ali "Bacak!" demiş. Aysel öğretmen sormuş; "Peki senin pantalonunda olup da benim pantalonumda olmayan nedir?" Ali hemen "Cep!" demiş. Bunun üzerine müdür Aysel öğretmene dönmüş ve "Hocam..." demiş, "... bu çocuğu üçüncü değil beşinci sınıfa koyalım... Çünkü son iki soruya ben doğru cevap veremedim, ama o verdi!.."Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-47926226305220906822012-09-13T16:00:00.000+03:002012-09-13T16:00:07.118+03:00Ceza<br />
Öğrenci sınıfa yeni gelmisti. İkinci gün öğretmenine sordu:<br />
- Öğretmenim, insana yapmadığı bir şey için ceza verir misiniz?<br />
- Olur mu evladım, insan yapmadığı şey için cezalandırılır mı? Niye sordun bunu?<br />
- Efendim dün verdiğiniz ev ödevini yapmamıştım da... Ceza verirsiniz sanıyordum!..<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-22835366874608014622012-09-12T20:30:00.000+03:002012-09-12T20:30:00.466+03:00Yılın Telesekreter Mesajı<br />
Konumuz California'daki Pacific Palisades adlı okul... Burada okuyan çocukların velileri, bütün okulu ve öğretmenleri dava ediyor, çünkü bütün dönem boyunca 15 ile 30 gün arasında devamsızlık yaptıkları halde çocuklarının derslerden kalmalarını kabul etmiyorlar. Velilerin neredeyse tehdide varan itirazlarıyla baş edemeyen okul yönetimi, en sonunda telesekreter mesajını aşağıdaki şekilde değiştiriyor ve "Yılın Telesekreter Mesajı" ödülünü kazanıyor.<br />
<br />
"Merhaba! Pacific Palisades'e hoş geldiniz. Bu bir otomatik mesajdır. Lütfen seçenekleri tek tek dinleyerek istediğiniz departmanla ilgili tuşa basınız.<br />
<br />
Çocuğunuzun neden devamsızlık yaptığı konusunda yalan söylemek için 1'e<br />
<br />
Çocuğunuzun neden ödevlerini yapmadığı konusunda yalan söylemek için 2'ye<br />
<br />
Bizim hangi konularda işe yaramadığımızı belirtmek için 3'e<br />
<br />
Evinize gönderilen ve alıcı imzanız üzerinde olduğu halde almadığınızı iddia ettiğiniz uyarı mektupları için 4'e<br />
<br />
Müdür ve diğer yetkililere küfür etmek için 5'e<br />
<br />
Çocuğunuzu her sabah en az 10 dakika bekleyen okul otobüsü hakkındaki şikâyetleriniz için 6'ya<br />
<br />
Süper kabiliyetli mükemmel çocuğunuzun beceriksiz öğretmeninden yakınmak için 7'ye<br />
<br />
Bıraksanız bütün okulu yiyecek çocuğunuzun yetersiz bulduğu okul menüsünden şikâyet etmek için 8'e basınız<br />
<br />
Çocuğunuzun gerçek bir dünyada yasadığının farkındaysanız ve sorumluluk almayı öğrenmesini istiyorsanız, bunun için de ona verilen ödevleri zamanında ve tam olarak yapmasının çok önemli olduğuna inanıyorsanız, ayrıca eğitimin ilk önce ailede başladığının bilincindeyseniz, artık telefonu kapatabilirsiniz...<br />
<br />
İyi günler dileğiyle...<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-80906933960388441742012-09-11T18:00:00.000+03:002012-09-11T18:00:02.501+03:00Kevserİmam Hatip Lisesi’nde teftiş yapan bir müfettiş sınıfa girer. Bir öğrenciyi kaldırarak ismini sorar. Öğrenci: ”Fatih...” diye cevap verir. Müfettiş: “Peki öyleyse yavrum Fatiha suresini oku bakalım.” Çocuk sureyi okur. Sıra başka bir öğrenciye gelmiştir. Müfettiş yine sorar; ”İsmin ne çocuğum?” Çocuk cevap verir: “Yasin... Ama arkadaşlar kısaca ‘Kevser’ derler!..“Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-63515009165201157592012-09-10T19:30:00.000+03:002012-09-10T19:30:00.628+03:00Bir At Ölüsü<br />
Hoca öğrencilere “Pazar günü saat 2’de sınav yapacağım; herkes okulda olacak!” deyince, öğrenciler; "Ya hocam olur mu hiç zaten bir pazarımız var. Onu da siz yemeyin!" derler. Ama nafile... Hoca hiçbirini dinlemez ve ekler “Gelmeyen sınıfta kalır!” Pazar günü gelir çatar. Saat 2, kimsecikler yok, 2 dakika sonra bir öğrenci içeri girer; "Hocam geç mi kaldım?" der. Hoca; "Oğlum ne oldu, niye geç kaldın?" diye sorunca da; "Hocam malumunuz günlerden pazar, kızla buluştum. Tam biz işi koyultmuşuz ki, pat kızın babası gelmez mi? Konuştuk, konuştuk, babası bizim ciddi olduğumuzu anlayınca yatıştı. Sonra ben bir baktım geç kalıyorum, kızın babası hemen arabanın anahtarını verdi. Bende atladım arabaya geliyorum, tak yarı yolda araba bozuldu. Baktım ki oradaki bir adam at kiralıyor, hemen kiraladım. Tam okulun köşesine geldim at öldü, ben de atı orda bıraktım geldim..." Hoca öğrencinin anlattıklarına pek inanmaz ama “Geç yerine otur” der. O yerine otururken bir öğrenci daha gelir hoca ona da sorar nerde kaldığını. Bu öğrenci de ilk öğrencinin anlattığının aynısını anlatır. Hoca bu öğrenciye de “Geç otur” der ve bu bu şekilde 19. öğrenciye kadar sürer. Son olarak bir öğrenci daha soluk soluğa içeri girer, bu sefer hoca;<br />
- Dur ner’den geldiğini ben anlatayım... Malum günlerden pazar kızla buluştun.<br />
- Evet hocam.<br />
- Kızın babası sizi yakaladı, ama ciddi olduğunuzu görünce affetti.<br />
- Evet hocam.<br />
- Sonra okula geç kalınca da arabasının anahtarını sana verdi. Sen de geç kalmamak için gaza bastın ama araba bozuldu.<br />
- Hayır hocam.<br />
- Hayır mı?<br />
- Hayır, bundan sonrasını ben anlatayım. Bastım gaza tam okulun köşesine geldim, bir de ne göreyim her tarafta at ölüsü...<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-12345169923141102012012-09-09T16:00:00.000+03:002012-09-09T16:00:02.047+03:00Eski Kanun<br />
Öğretmen Newton’un yerçemini kanununu anlatıyordu;<br />
- Biz, dünya üzerinde nasıl duruyoruz, biliyor musunuz? Yerçekimi Kanunu sayesinde...<br />
- Peki öğretmenim, bu kanun kabul edilmeden önce nasıl duruyorduk?..<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-75086369417215713532012-09-08T19:00:00.000+03:002012-09-08T19:00:01.937+03:00 Öğrenci<br />
Bir öğrenci, logistik-organizasyon dersinin yazılı sınavında kalıyor. Öğrenci:<br />
- Siz beni cezalandırıyorsunuz. Bunu anlıyor musunuz?<br />
- Evet tabii ki. Yoksa nasıl profesör olabilirdim?<br />
- İyi o zaman. Size bir şey sormak istiyorum. Eğer doğru cevabı verirseniz, ben kötü notumu alıyorum ve gidiyorum. Fakat eğer cevabı bilemezseniz bana iyi not vereceksiniz.<br />
- Anlaşıldı, tamam. Sor bakalım.<br />
- Aynı anda yasal olup da mantıklı olmayan nedir? Mantıklı olup da ama yasal olmayan nedir? Ve de ne mantıklı ne de yasal olmayan nedir?<br />
Profesör iyice bir düşündükten sonra cevap veremiyor ve o öğrenciye iyi not vererek onu geçiriyor. Daha sonra profesör en iyi öğrencisini çağırıyor ve aynı soruları ona soruyor. Öğrenci hemen cevap veriyor:<br />
- Siz 63 yaşındasınız ve 35 yaşındaki bir bayanla evlisiniz. Bu yasal ama bununla beraber mantıklı değil. Karınızın 25 yaşında bir dostu var, bu gerçi mantıklı ama yasal değil. Siz, karınızın dostuna iyi bir not veriyor ve onu geçiriyorsunuz oysaki o sınıfta kalmıştı. Bu ise ne mantıklı ne de yasal!..<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-4188561975725497642012-09-07T22:30:00.000+03:002012-09-07T22:30:02.432+03:00Hangi sınıf?Üniversitenin ilk günü dekan bir sınıfa girdi ve “Günaydın!” dedi. Sınıf hep birden “Günaydın, hocam!” deyince, “A! Siz birinci sınıfsınız,” dedi. Sonra açıkladı: “Bir hoca sınıfa girip ‘Günaydın!’ dediğinde, hepsi, ‘Günaydın, hocam!’ derse, birinci sınıftırlar; gazetelerini ortadan kaldırıp kitaplarını açarlarsa ikinci sınıftırlar; hocayı görmek için gazetelerinin yukarısından bakarlarsa üçüncü sınıftırlar; ayaklarını sıraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü sınıftırlar. Hoca ‘Günaydın!’ dediğinde, bunu not alıyorlarsa master öğrencisidirler.”Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-84843419551959650532012-09-06T12:30:00.000+03:002012-09-06T12:30:03.163+03:00Aile<br />
Yeni bir okula tayini çıkan öğretmen, sınıfta çocukları daha yakından tanıyabilmek icin sohbet ederken öğrencilerden birine sormuş:<br />
- Senin baban ne iş yapıyor?<br />
- Devlet memuru efendim.<br />
- Öyle mi? Nerede çalışıyor peki?<br />
- Vilayette efendim.<br />
- Ne iş yapıyor orada? Görevi ne?<br />
- Vali efendim.<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-85451909624790990472012-09-05T18:00:00.000+03:002012-09-05T18:00:12.890+03:00Mezun<br />
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde bi profesör, not sisteminden şikayetçi olup sınıfı paylamakta:<br />
- Zaten buraya eşeği bağlasan mezun olur!<br />
- Haklısınız hocam ipini koparamayanlar da profesör oluyor!..<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-60060376866093511722012-09-04T19:30:00.000+03:002012-09-04T19:30:03.719+03:00Ümmet-i MuhammedÜniversitede okuyan bir öğrenci yıl sonu sınavlarına girmiş ve arkadaşına: “Ben memleketime gidiyorum, sınavlar belli olduktan sonra bana sonuçları bildir. Telefona ben çıkarsam bana söylersin. Telefona annem çıkarsa, zayıfım eğer bir tane olursa ‘Ebubekir’in selamı var’ dersin. İki zayıf olursa ‘Ebubekir’in, Ömer’in selamı var’ dersin. Üç zayıf olursa ‘Ebubekir’in, Ömer’in, Osman’ın selamı var’ dersin. Dört zayıf olursa, ‘Ebubekir’in, Ömer’in, Osman’ın, Ali’nin selamı var’ dersin...” şeklinde konuşup memleketine gelir. Bir zaman sonra sınavlar belli olur, arkadaşı sınav sonuçlarını bildirmek için telefona sarılır. Telefona öğrencinin annesi çıkar. “Teyze, oğlunuza söyleyin, ümmet-i Muhammed’in selamı var!..”Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-81770919568705325252012-09-03T17:30:00.000+03:002012-09-03T17:30:02.768+03:00Babasının yolunda<br />
Ziraat okulunun öğrenci seçme sınavında sözlü sınava gelmiş sıra. Adaylardan birisi sınav odasına girerek, soruları yanıtlamaya başlamış.<br />
- Niçin ziraat fakültesinde okumak istiyorsunuz, amacınız nedir?<br />
- Küçüklüğümden beri çok zengin bir çiftlik sahibi olma hayaliyle yaşadım, aynı babam gibi.<br />
- Babanız çiftlik işleterek milyarder mi oldu?<br />
- Hayır ama yaşamı süresince zengin olmayı hayal etti.<br />
Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6053895145468188686.post-27011116069617751402012-09-02T09:30:00.000+03:002012-09-02T09:30:01.914+03:00KarDört saat süreyle durmaksızın yağan kar nedeniyle üniversitede bir duyuru yapıldı: “Otoparktaki karları temizleyebilmemiz için, araba sahiplerinin araçlarını çekmelerini rica ediyoruz.” Yirmi dakika sonra hoparlörlerden yeni bir duyuru duyuldu: “Otoparktaki 26 arabanın sahibi 1200 kişi, on dakika içinde lütfen sınıflarındaki yerlerine dönsünler.”Unknownnoreply@blogger.com