Kalemtraş


Gazetede yayınlanan "Daktilo bilen bayan sekreter arandığı" ilanı üzerine uzun boylu yakışıklı bir adam da baş vurmuştu. Şirketin patronu:
— îyi ama yanlışlık olacak. Biz bayan sekreter arıyorduk, deyince, adam elindeki bavulu açmış. İçinden cansız manken çıkarmış:
— İşte efendim, demiş...Modern tekniğin son buluşu olan sekreteriniz...Yemez, içmez..Hiç bir kaprisi yoktur. İzin nedir bilmez.. Telefonla aynı anda sekiz kişiyle görüşür, bu arada da beş ayrı daktilo makinesinde beş ayrı yazıyı yazar. Bunlara kendisi­nin dokuz yabancı dil bildiği­ni ve anında çeviri yaptığını da eklemeliyim. Maaşı filan da yok. Bana hemen bir milyon lira ödeyeceksiniz. Bu kadar...
Patronun aklı yatmamış, yüzünü buruşturmuş. Harika manken sekreteri getiren adam hemen sekreteri oturtmuş beş dakikada elli sayfalık bir kitabı sekiz dile çevirmiş, aynı anda telefonlara cevap verdirmiş, falan filan... Patronun gözleri faltaşı gibi açılmış, derhal bir milyonluk çeki yazıp adama vermiş ve cansız manken sekreteri almış.
Adam odadan çıkıp da elinde boş bavulla asansörün gelmesini beklerken, içerden patronun odasından feci bir feryat yükselmiş: "Ahhhh!" bunu duyan adam elini alnına vurmuş, 'Tuh be!" demiş, "Cansız mankenin alt tarafının kalemtraş olduğunu söylemeyi unuttum."

Temel Kim 500 Milyar İster Yarışmasında

Buyuk cabalardan sonra,"kim 500 milyar ister," yarismasina katilan Temel, Kenan Isigin onune gecmis. Kenan Isik Temelin hayli heyecanli oldugunu gorunce onunla biraz sohbet etmeye karar vermis.

Sohbet esnasinda yarismanin kurallarinida anlatmis. Kurallar arasinda, yuzde elli, telefonla soru sorma ve seyirciye sorma haklari varmis Temelin.
Sohbetten sonra Temelin heyecani dinmis ve yarismaya baslamislar.

Ilk soruyu Temel kolaylikla cevaplamis. Ikinci soruda biraz zorlanmis fakat yine de
cevabi dogruymus. Ucunce soruyu hic bilememis ve demiski,

"hacan ben telefonla pirini aruyacaum da.Bunun uzerine kenan Isik,"Kimi aramak istiyorsunuz Temel bey? Temel: dayumu aruyacaum, demis.

Bir muddet sonra temelin dayisi hatta baglanmis.
Temel dayisna:

Dayi, ben ,"kim besyuz milyar ister , yarismasuna katildum. Ucuncu soruyu pilmayrum.
Derumki acaba fifty-fifty'mi yapsam, yoksa seyircilermi sorsam?

Danışma

Bir kasap, komşusu olan avukatın bürosuna gitti, Ona sordu:
— Bayım, bir adamın köpeği, kasap dükkanından bir büftek çalarsa, onun zararını ödemek zorunda mıdır?
— Evet, kanunen ödemek zorundadır! Bu cevap üzerine kasap:
— Öyleyse, bana dört yüz lira borçlusunuz. Çünkü köpeğiniz bu sabah dükkanımdan bir kilo et çaldı. Dükkanı kapayıp buraya gelmek zorunda kaldım.
— Haklısınız ama, ben de hukuki davalar için her konuşmadan danışma ücreti olarak beş yüz lira alırım. Şu halde bana yüz lira borcunuz var!.

Piyano öğretmeni

Öğretmen sınıftaki öğrencilerden "Etmek" fiilini kullanarak birer cümle kurmalarını istemişti.
Biri kalkıp, "Ben aptallık ettim" dedi, öteki "Ali eşeklik ederek ders çalışmadı" dedi.
Arka sıralarda oturan Afacan Engin'de parmağını kaldırıyor ama sınıf öğretmeni onu iyi tanıdığı için söz vermek istemiyordu.
Sonunda, başka kimse kalmadığı için istemeye istemeye Engine, "Sen söyle" dedi.
Engin sakin sakin kalktı ve anlatmaya başladı:
— Benim çok güzel bir ablam var... Öğretmen yine hiddetle, "Kısa kes" diye bağırdı:
—...Dün de öğretmen bize geldi ve ablamla piyanonun bulundu­ğu odaya girdiler... Öğretmen sıkılmıştı...
— ...Öğretmen ablamın blunuzu çıkardı. Ablam da onun gömleğini. Sonra öğretmen ablamın eteğine asıldı ve çekti. Ablam da onun pantolonunu.......
Öğretmen pür dikkat kesilmişti.."Yeter artık bitir cümleni" diye bağırdı ama, meraklanmıştı...
— ...Herhalde ikisi birlikte piyanonun içine edeceklerdi....

Ormanın Güzelliği

Temel ile Dursun ormanda kamp kurmuştur.
Bir ara Dursun hayranlık içinde Temel’e:
“Temel şu ormanın güzelliğine bak!” der.
Temel şöyle bir etrafına bakar.
Sonra:
“Ağaçlardan bir şey göremeyrum ki!” der.

Sana ne?

Adamın biri genç yaşta evlenir, karısı ile çocuğunu bırakarak gurbete çıkar. Onbeş sene dolaştıktan sonra hele bir sılaya varayım der. Evine geldiği zaman karısı ile birlikte üç çocuk bulur.
En küçüğü önüne bir yoğurt kasesi almış hem yoğurt yiyor, hem de yabancı yabancı bakıyor.
Kadın:
-Yahu der, şu büyüğü ilk çocuğun değil mi? Ne çabuk unuttun?
-Ya öteki?
-O da ana rahminde idi, sen gittikten sonra doğdu.
-Ya şu yumurcak?
-Canım zaten onunda sana baba dediği yok ki, o oturmuş yoğurdunu yiyor.