Tavşan

Bütün dünyada gizli servisler arasında bir yarışma düzenlenmiş.
Ülkelerin gizli servisleri yarışma günü tarif edildiği gibi çok büyük
bir ormanlık alanın kıyısında toplanmışlar. Jüri açıklamasını yapmış: 'Şu
gördüğünüz tavşanı ormana salıcaz.. 1 Saat sonra
peşinden gidip en kısa sürede tavşanı geri getiren grup büyük ödülü
alıcak' demişler.
Ve Tavşanı ormana salmışlar. 1 saat sonra Amerika’dan CIA ormana
dalmış. 1 gün, 5 gün, 15 gün 1 ay derken 40 gün
sonra tavşanla geri gelmişler...
Tavşan tekrar ormana salınmış ve 1 saat sonra bu sefer Mossad peşinden
ormana dalmış. 1 gün, 5 gün, 15 gün derken 30 gün
sonra ellerinde tavşanla geri dönmüşler. Herkes bunları CIA'i
geçtikleri için tebrik etmiş falan...
Sonra Tavşan bir kez daha salınmış ormana, 1 saat sonra da bu sefer KGB
dalmış ormana ve 15 gün sonra ellerinde tavşanla geri
gelmişler... Tabii herkes şok!! 15 günde geri gelmeleri inanılmaz bir
süreymiş. Herkes
bunlara birinci gözüyle bakarken sıra bizim MİT e gelmiş...
Tavşan salınmış 1 saat sonra bizim MİT dalmış ormana...
Aradan 4–5 saat geçmişken uzaktan bir toz bulutu görülmüş. Herkes ne
olduğunu anlamak için bakarken
bizim MİT çileri görmüşler. Filin birini
hortumundan çekiştire çekiştire getirip hakem masasının önüne
atmışlar. Fil berbat durumda tabii. Üstünde sigara
yanıkları çeşitli bölgelerinde elektrik yanıkları, kafa göz
yarılmış vs .. Herkes ne olduğunu anlamak için birbirine bakarken
hakemlerden birisi :
'Olum biz size Tavşan getirin demiştik ama bu fil' diyecek olmuş.
Ama daha sözünü yarılamadan fil kafayı kaldırmış ve su cümleyi
kurmuş:
'Anamı si...nler ben tavşanım'

Aşırı hız

Adam trafikte 'alçaktan uçarak' giderken polise yakalanır... kenara çeker arabadan iner:
- Buyrun Memur Bey!
- Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen?
- Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular Memur Bey.
- Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
- Araba benim diil Memur Bey çaldım ben bu arabayı.
- Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız, öyle mi???
- Evet Memur Bey, aa durun bi dakka torpido gözünde ruhsat olucaktı, silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bişi gördüm galiba....
Polis iyice şaşırır:
- Torpido gözünde silah mı var?!?!?!!?!?!?
- Evet Memur Bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum silahı da torpido gözüne koydum...
- Bİ DE BAGAJDA CESET Mİ VAR?!?!?!!?!?!?!?!?!?!
- Evet Memur Bey...
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar.... Ekipler amiri adamın ehliyetini ister, adam ehliyetini çıkarır ki ehliyet geçerli temiz hiçbir anormallik yok.. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister, adam çıkartır ruhsatı da verir, ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait.. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister, adam açınca ortaya çıkar ki orada da silah falan yok... Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister adam bagajı açar orada da ne ceset ne bişi yok.. Bunun üzerine ekipler amiri 'Çok garip' der....
'Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bi kadına ait olduğunu söylemişsiniz, kadını öldürüp cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz...'
Adam güler:
'İnanamıyorum... O şimdi benim için 'aşırı hızlı gidiyordu' da demiştir....

Zeka testi: 3x3=?

3 yaşlı adam doktorda zeka testindeler..Doktor ilk yaşlı adama sorar..
- 3 kere 3 kaç eder..?
- 274..?
yanıtını alınca doktor üzgün bi şekilde ikinci yaşlı adama döner..
- Şimdi sizin sıranız.3 kere 3 kaç eder..?
- Salı..?
Doktor artık iyice ümitsiz şekilde üçüncü yaşlı adama döner..
- Evet..Şimdide sizin sıranız..3 kere 3 kaç eder..?
- 9 ..?
Cevabını sevinçle karşılayan doktor..
- Bu harika..Nasıl buldunuz..?
Üçüncü yaşlı adam sakince..
-Oh, çok kolaydı..Sadece 274'ten Salı'yı çıkardım.

İyi - Kötü haber

İki denizci konuşmaktadır:

"Sana iki haberim var, biri iyi, diğeri kötü."

"Önce kötüsünü söyle."

"Biz seninle zamanımızın çoğunluğunu seferde geçirirken karılarımızın dostluğu çığırından çıktı, ikisi de lezbiyen oldu!."

"Vay canına, peki iyi haberin nedir?."

"Senden hoşlanıyorum!..."

Satılık mı?

Genç ve güzel sekreter son günlerde iyice açık saçık giyinmeye başlamış.

Özellikle yürüdüğü zaman ortaya çıkan görüntü genç patronun aklini çelecek duruma gelmiş. Bir gün yine bu ortam olusunca, patron kapıyı kilitlemiş ve sekretere karşısındaki koltuğa oturmasını söylemiş. Sekreter koltuğa öyle bir oturmuş ki, genç patronun gözleri yuvasından oynamış. Sekreterin dizlerine ellerini koyarak sormuş:

— Bu satılık mı?

Sekreter tokadı indirmiş ve buz gibi öfke dolu bir sesle:

— Elbette hayır. Siz beni ne sanıyorsunuz?

Patron hiç istifini bozmamış:

- Eğer satmayı düşünmüyorsan reklamını da yapma..

Dönmeyiz!!!

Temel ve Dursun bir akşam otobanda iki sarışını arabalarına alırlar ve ıssız,
kuytu bir yere gitmek için basarlar gaza...
Yarım saat sonra gidecekleri yere yaklaştıklarında sarışınlardan biri der ki

-Şimdiden söyleyelim, biz dönmeyiz.

Temel kendinden emin, cevap verir :

- Valla bu kadar geldikten sonra biz de dönmeyiz....!!

Nasıl durayım

75 yaşındaki adam, doktora şikayette bulunuyordu;
-Evladım birinci iyi, ikinci de eh şöyle böyle idare ediyorum. Ama üçüncüde dizlerim kesiliyor, hele dördüncü de nefes nefese kalıyorum.

-Hop ! Amca ne yapıyorsun, delirdin mi? Senin bir de durman gerekir.

-Nasıl durayım evladım, beşinci katta oturuyorum.