O..... çocuğu

Bir rahibe günah çıkartmak için rahibin yanına gidiyor. Rahibe:
-Benim hayatımda bir erkek var, ama o..... çocuğunun teki diyor.
Rahip soruyor:
-Neden ona o.... çocuğu diyorsun?
-Çünkü o benim yanağımı okşayıp, beni öpüyor.
Rahip, rahibenin yanağını okşamış ve öpmüş sonra sormuş:
-Böyle mi?
-Evet!
-Bu ona o..... çocuğu demeni gerektirmez kızım!
-Ama o benim elbiselerimi çıkartıp vücudumu da okşayıp öpüyor.
Rahip rahibenin elbiselerini çıkartmış ve bir süre sevişmişler. Sonra rahip yeniden sormuş:
-Böyle mi?
-Evet!
-Ama bu da ona o..... çocuğu demeni gerektirmez.
-İyi de peder, sonra bir güzel beceriyor beni.
Rahip bunun üstüne rahibeyi beceriyor ve tabii ki soruyor;
-Böyle mi?
-Evet diyor yeniden rahibe.
Rahip:
-Bu da ona o..... çocuğu demen için yeterli sebep değil.
Rahibe bu sefer bağırıyor:
-Ama o AİDSliymiş.
-Vay o..... çocuğu!

OTOYOLDA YAŞLI KADININ HALİ

Amerika'da 22 no"lu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km./saatle gittiğini fark etmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş. Ve aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.
Polisi görünce yaşlı sürücü:
—Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? Diye endişe ile sormuş.
Polis demiş ki;
—hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz. Ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadarıyla 22 km. hızla gidiyorsunuz.
Yaşlı teyze: -Ama otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hıza uymak istedim!
Polis:- Teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min.50 km hızla gitmelisiniz.
Kadın “tamam, bundan sonra hızlanacağım” demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar vermiş sürücüye.

Teyzeciğim bir şey sorabilir miyim? Bu arkada oturan kişilerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!
Kadın şöyle cevap vermiş: Valla bende anlamadım, 250 no'lu karayolundan çıktıktan beri böyleler.

Kaşarın kilosu

Kral Tv in sarışın, prezentabl vjlerinden biri proğramında:

-"Bana ne kadar değer biçersiniz yani benimle evlenmek için ne kadar başlık parası verirsiniz?" diye soruyor, ağzını yayarak...

Telefona bağlananlar:

-"milyarlarımı, evimi, arabamı, varımı,yogumu,herşeyimi diye sayıp döküyor..

Orta yaş civarlarında bir amca arıyor,

-"150-160 milyon lira veririm" diyor.

Sarışın vj şaşkın, değer kaybının nedenini soruyor..

-"Sen aşağı yukarı 50-55 kilo çekersin"

-"Eeeee!"

-"Eeeeesi.. Kaşarın kilosu da üç milyon lira civarında.."

Oyuncak beyaz ayı

- 9 yaşlarında bir çocuk var, bu çocuğun en sevdiği şey yatak odasındaki dolaba girip oyuncak beyaz ayısı ile oynamak. Yalnız bu duruma annesi çok kızıyormuş çünkü kocası yokken sevgilisini eve getiriyormuş. Yine bir gün annesi sevgilisi ile dışarıda iş üzerindeyken çocuk dolapta beyaz ayısı ile oynuyormuş... Bu sırada kadının kocası gelmiş kapı çalınmış, kadın panik ile adamı dolaba sokmuş. Bu sefer kocasıyla dışarda sevişmeye başlamışlar. Bu sırada içerde çocuk ve adam karşı karşıya oturuyorlar.. bir süre sonra
* Amca,
* Efendim?
* Benim bi beyaz ayım var..
* Eee.?
* Sen onu alıcaksın
* çocuğum ben koca adamım ne yapıyım ayıyı?
* yok yok alıcaksın..
* Almıcam ulan
* Alıcaksın, yoksa çıkar babama söylerim
* Peki peki sus... ne kadar ?
* $50
* Hadi lan .. ben $50 vermem ona
* Peki bende çıkar babama söylerim...
* peki peki ... al şunu ...

aradan bi süre geçmiş..

* Amca
* ne var?
* ayımı geri ver..
* hadi lan ben ona $50 saydım..
* vericeksin, yoksa çıkar babama söylerim..
* peki lan velet al sus şunu..

biraz sonra

* Amca..
* ne var
* benim beyaz ayı varya...
* eee ..?
* sen onu geri alıcaksın $100
* Hmmppf !

Bu böyle sabaha kadar devam etmiş.. çocuk adamın cebindeki tüm parayı almış. Ertesi gün gitmiş... Paralarla kendisine bir bisiklet almış.. Eve dönmüş annesi bisikleti görmüş

*bunu nerden buldun? demiş

O da
*yerde para buldum onunla aldım demiş..
Annesi
*Olmaz çocuğum sen günah işlemişsin, git bisikleti geri ver, parayı geri al .. sonra o parayı kiliseye bağışla..

gitmişken de parayı nasıl bulduğunu anlat ve günah çıkar demiş...


Çocuk istemeye istemeye gitmiş, bisikleti geri vermiş, parayı almış.. sonra parayı kiliseye bağışlamış ve günah çıkarma odasına girmiş...

Rahip kabinin diğer tarafından seslenmiş

*Buyur çocuğum
* Rahip amca benim bi beyaz ayım var
Rahipten gelen cevap:
*S..tirrrrr gitt laaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan..!!

Temel, Dursun Otel odasında

Bir gün Temel, Dursun ve Ahmet otel aramaya gitmişler.
Sadece 3 odası bos bir otel bulmuşlar. Bu odaların kusurları varmış.
Biri karıncalı odaya, biri sinekli odaya, biri de böcekli odaya yerleşmişler.
Herkes odasına çekilmiş ve derken sabah olmuş.
Dursun ile Ahmet'in gözleri mos mormuş çünkü sinek ve böcekler onları ısırmış fakat Temel'e birsey olmamış.
Temele sormuşlar :
-"Sana neden birsey olmadı?
Temel :

-"bir karinca öldürdüm hepsi cenazesine gittiler."

Temel Ölünce

Temel ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Karısı fadimeye sorar:
—Fadime, ben ölünce yeniden evlenecek misin? Fadime de
Temel üzülmesin diye evet cevabını verir.
Bunun üzerine Temel
—Onu benim kadar sevecek misin?
-(ağlayarak) Evet
—Onu eve alacak mısın?
—Evet
—Ona güzel yemekler yapacak mısın?
—Evet Temel'im.
—Ona sarımsaklı yoğurtlu mantı da yapacak mısın?
—O SEVMEZ.

Üçgenin Alanı

İlkokulda, matematik dersinde öğretmen üçgenin alanını, çocuklara su şekilde öğretmiş: Bir üç kenarlının alanı, yatayımı ile dikleşiminin vuruşumunun, ikiye bölümüdür. Çocuk bunu güzelce ezberlemiş. Aksam babası evde sormuş:

— Bu gün okulda ne öğrendiniz?

— Matematik dersinde, bir üçkenarlının alanını öğrendik babacığım.

— Ya öyle mi, peki nasıl öğrendiniz?

— Bir üçkenarlının alanı, yatayımı ile dikleşiminin vuruşumunun, ikiye bölümüdür.

— Yavrum, yanlış öğretmişler size. Doğrusu: Bir üçgenin alanı, tabanı ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir. O sırada, bir yandan gazetesini okuyan, bir yandan da torunuyla oğlunun konuşmasını dinleyen dede, dayanamayıp söze girmiş:

— İkinizin de tanımı yanlış! Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesiyle irtifainin hasil-i darpinin nısfına müsavidir..