ŞOFÖRSÜZ GİDİYOR

Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyordu. Üst kattaki Temel bir ara cep telefonunu çıkardı ve alt kattaki Dursun'u aradı: - "Tursun, orada durum nasıl?" - "Hüç... Bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor." Temel: - "O da bir şey mi? Bizim katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsüz gidiyor."

İÇKİ İSTEYEN LAZ

Temel otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.. 'Ulan' diyor, "Ben aşağıdan içki isterken laz olduğum anlaşılır mı acaba?" Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor. "Bana bir fvisku.. yok böyle anlarlar".. "Bana bir rakı, yok" diyor "böyle de anlarlar". "Bana bir bira.. tamam" diyor "böyle iyi.. anlamazlar". Ve aşağıya iniyor. Masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor:
- "Barmen bana bir bira".
Barmen Temel'i biraz süzdükten sonra soruyor:
- "Birader sen laz mısın?"
Temel:
 "uuuy nasil anladın" diyor:
- "Burası resepsiyon bar karşıda.."

SIKINTI

Temel İngiltere'ye gitmişti. Arkadaşları Temel'e:
- "İngilizce bilmezdin İngiltere'de çok sıkıntı çektin mi?" demişler.
Temel:
- "Hayır, sıkıntıyı asıl İnciluzlar çekti..."

CONİ

Temel bir kurt köpeği almış ve mükemmel eğitmiş. Adı Coni'ymiş. Coni, Temel'in her söylediğini anlayabiliyormuş. Hatta telefona bile bakabiliyormuş. Temel bir gün evi aramış. Coni açmış telefonu...
- "Ula Coni sen musun?"
- "HAV"
- "Fadime evde mu?"
- "HAV"
- "Başka kimse var midur?"
- "HAV"
- "Ula kaç kişi vardur?"
- "HAV HAV"
- "Ne yapiyiler"
- "EHE EHE EHE"
- "Ula ne zamandan beri yapiyiler"
- "AUUUUUUUUUUUUUU"

GOLF

İngiliz, Fransız ve Laz gene beraberler..
İngiliz
- Golf için bir sopa, bir top ve bir delik gerekir, bende bir sopa var. Fransız:
- Bende de bir top var.
Temel:
- Ben oynamıyorum.

Müshil ilacı

Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki:
- "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel."
Adam bir hafta sonra gelince doktor:
- "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da:
- "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!"

Güle güle

Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nin resmi önünde dua ediyor.
- "Tanrım anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver. Güle güle anneanne..."
Bir anlam verememiş bu duaya... Ancak ertesi gün acı haber gelmiş. Anneanne sizlere ömür... Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada:
- "Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba...
" Ertesi gün büyük baba da ölmüş... Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada:
- "Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
" Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmiş yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri... Sapasağlam. Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor.
- "Ne oldu hanım?"
- "Bizim postacı", demiş hanım. "Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!"