Temel çok karlı bir iş olarak düşündüğü için tavukçuluk yapmaya karar vermişti. İlk olarak elli tane civciv alıp ayaklarından toprağa gömer. Güzelce gübreleyip sular fakat iki gün sonra civcivlerin hepsinin öldüğünü görür.
Yaptığı yanlışın farkına varan Temel elli civciv daha alıp bu seferde kuyruklarından toprağa gömer. Aynı şekilde gübreler, sular fakat nafile bu civcivlerde ölür. Ne yapacağını şaşıran Temel, Ankara"da tavukçuluk eğitimi gören, amcaoğlu İdris”e durumu yazıp yardım ister. Birkaç gün sonra İdris”in cevabi gelmişti,
"Sevgili amcaoğlum Temel, yazdıklarını okuyup, anladım. Fakat doğru bir teşhis koyabilmem için bana bir miktar toprak numunesi gönderirsen sevinirim."
Başım ağrıyo de
Temel'le Fadime ormanda gezerlerken birkaç adam bunlara saldırır. Temel'i ağaca bağlayıp Fadime'yi başlarlar soymaya...
Fadime bağırır:
- "Temeeel bunlar galiba, gali-ba beni ...." Temel:
- "Başım ağrıyo de, başım ağrıyo dee!!!"
Fadime bağırır:
- "Temeeel bunlar galiba, gali-ba beni ...." Temel:
- "Başım ağrıyo de, başım ağrıyo dee!!!"
Temel sırıtırsa
Savcı, morgdaki üç cesedi incelemek üzere gelmişti.
Birinci ceset sırıtıyordu. Savcı nedenini sordu.
- "Milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandı, sevincine dayanamadı, kalp krizi geçirdi ve öldü", dediler.
İkinci ceset de sırıtıyordu. Savcı sordu;
—Bu neden sırıtıyor?"
- "bunun da oğlu doğmuştu. Sevinçten kalbine yenik düştü" diye açıkladılar.
Üçüncü ceset Temel'in kömür halindeki cesediydi. O da sırıtıyordu.
- "Bu neden oldu?" diye sordu savcı.
- "Efendim, buna yıldırım çarptı" dediler.
- "Peki neden sırıtıyor?"
- "Fotoğrafını çekiyorlar sanmış."
Birinci ceset sırıtıyordu. Savcı nedenini sordu.
- "Milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandı, sevincine dayanamadı, kalp krizi geçirdi ve öldü", dediler.
İkinci ceset de sırıtıyordu. Savcı sordu;
—Bu neden sırıtıyor?"
- "bunun da oğlu doğmuştu. Sevinçten kalbine yenik düştü" diye açıkladılar.
Üçüncü ceset Temel'in kömür halindeki cesediydi. O da sırıtıyordu.
- "Bu neden oldu?" diye sordu savcı.
- "Efendim, buna yıldırım çarptı" dediler.
- "Peki neden sırıtıyor?"
- "Fotoğrafını çekiyorlar sanmış."
Süpermen
Adamcağız hayli alkollü ve de bitkin üstelik gecenin saat üçünde evine gelir.
Karısı son derece zinde, duruma kesinlikle hâkim, kocasını sorgulamaya baslar.
— Söyle bakalım Süpermeeen. Neler yaptın bu aksam?
— Valla karicim, patronla beraber müşterileri yemeğe çıkarttık.
— Eeee, sonra ne yaptınız Süpermen?
— Oradan striptize gittiiik... Ben sadece seyrettim.
— Yani sen bişiyler yapmadın değil mi, Süpermen ??!!!
— Ben hiç bişicikler yapmadım, ama sen niye bana ikide bir Süpermen diyorsun?
— Valla, ben bir seni bir de süpermeni gördüm... Donunu pantolonunun üstüne giyen !!!
Karısı son derece zinde, duruma kesinlikle hâkim, kocasını sorgulamaya baslar.
— Söyle bakalım Süpermeeen. Neler yaptın bu aksam?
— Valla karicim, patronla beraber müşterileri yemeğe çıkarttık.
— Eeee, sonra ne yaptınız Süpermen?
— Oradan striptize gittiiik... Ben sadece seyrettim.
— Yani sen bişiyler yapmadın değil mi, Süpermen ??!!!
— Ben hiç bişicikler yapmadım, ama sen niye bana ikide bir Süpermen diyorsun?
— Valla, ben bir seni bir de süpermeni gördüm... Donunu pantolonunun üstüne giyen !!!
Sarışının biri...
Sarışının biri ilkokul öğretmeni olarak staja başlar, çok heveslidir.
Bir gün teneffüs sırasında bütün çocuklar futbol oynarken bir çocuğun oyun
alanının sonunda kenarda durduğunu görür. Çocuğun iyi olup olmadığını
öğrenmek üzere yanına yaklaşır ve çocuk bir sorununun olmadığını
söyler. Bir sure sonra sarısın çocuğun yine tek basına aynı yerde durduğunu
görür, içi rahat etmez ve tekrar çocuğa yaklaşarak, "senin arkadaşın olmamı
ister misin?" diye sorar, çocuk pek hevesli olmamakla birlikte "tamam"
der. İlerleme kaydettiğini düşünen sarışın öğretmen "Bütün çocuklar
topun peşinde koşturup oynarlarken sen neden burada duruyorsun?" diye sorar.
Afallayan çocuk hayretle cevap verir:
"Çünkü ben kaleciyim!!!"
Bir gün teneffüs sırasında bütün çocuklar futbol oynarken bir çocuğun oyun
alanının sonunda kenarda durduğunu görür. Çocuğun iyi olup olmadığını
öğrenmek üzere yanına yaklaşır ve çocuk bir sorununun olmadığını
söyler. Bir sure sonra sarısın çocuğun yine tek basına aynı yerde durduğunu
görür, içi rahat etmez ve tekrar çocuğa yaklaşarak, "senin arkadaşın olmamı
ister misin?" diye sorar, çocuk pek hevesli olmamakla birlikte "tamam"
der. İlerleme kaydettiğini düşünen sarışın öğretmen "Bütün çocuklar
topun peşinde koşturup oynarlarken sen neden burada duruyorsun?" diye sorar.
Afallayan çocuk hayretle cevap verir:
"Çünkü ben kaleciyim!!!"
Lazer yazıcı
Komutan Emir erini çağırmış :
-" Bana derhal bir lazer yazıcı bul!
-"Emredersin komutanım"
deyip fırlamis emir eri...Ve üç dakika sonra yanında başka bir erle beraber komutanın karşısına dikilmiş...
-"Komutanım ! Bu hem Laz, hem de er...Ayrıca okuması yazması da var. Size yazıcılık yapar..."
Komutan: ( burnundan soluyarak )"
-İyi ki scanner istememişim! ...
-" Bana derhal bir lazer yazıcı bul!
-"Emredersin komutanım"
deyip fırlamis emir eri...Ve üç dakika sonra yanında başka bir erle beraber komutanın karşısına dikilmiş...
-"Komutanım ! Bu hem Laz, hem de er...Ayrıca okuması yazması da var. Size yazıcılık yapar..."
Komutan: ( burnundan soluyarak )"
-İyi ki scanner istememişim! ...
Samanda mı, kumda mı?
Köylünün biri köye gelen turistleri misafir etmiş ve giderlerken de onlara bir kuzu hediye etmiş.
Sonrakı yıl turist aile de gelirken ona dişi bir domuz yavrusu getirip hediye etmiş.
Zamanla domuz büyümüş. Birgün huysuzlanmaya başlamış. Köylüler düşünmüsler ki; "bu hayvanın çiftleşmeye ihtiyacı var."
Domuzun sahibi köylü; "peki, ama ben bunu nerede çiftleştireceğim?" demiş.
Araştırmışlar; komşu köyde bir erkek domuz bulmuşlar. Adam domuzu nasıl götüreceğini düşünürken; birisi, 'el arabasına koy götür' demiş.
Adam sabah domuzu el arabasına koyup komşu köye gitmiş. Domuzlar çiftlesmişler.
Köylü, erkek domuzun sahibine sormuş:
- Gebe kalıp kalmadığını nasıl anlarım?
- Sabah bak; eğer samanın üstünde yatıyorsa tamam... Yok eğer kumda yatıyorsa; o zaman gene geleceksin." demiş.
Köylü ertesi sabah bakmış; domuz kumda yatıyor. Yeniden el arabasına domuzu koyup komşu köyün yolunu tutmuş.
Ertesi sabah domuz yine kumda yatıyor...
Bu durum böyle 10 gün devam etmiş. Adam ertesi gün kalkmış ve karısına:
- Hanım bak bakalım; bizim domuz samanda mı, yoksa kumda mı yatıyor?
Karısı bakmış, gelmiş:
- Bey domuz ne samanda yatıyor, ne de kumda... El arabasına binmiş seni bekliyor?..
Sonrakı yıl turist aile de gelirken ona dişi bir domuz yavrusu getirip hediye etmiş.
Zamanla domuz büyümüş. Birgün huysuzlanmaya başlamış. Köylüler düşünmüsler ki; "bu hayvanın çiftleşmeye ihtiyacı var."
Domuzun sahibi köylü; "peki, ama ben bunu nerede çiftleştireceğim?" demiş.
Araştırmışlar; komşu köyde bir erkek domuz bulmuşlar. Adam domuzu nasıl götüreceğini düşünürken; birisi, 'el arabasına koy götür' demiş.
Adam sabah domuzu el arabasına koyup komşu köye gitmiş. Domuzlar çiftlesmişler.
Köylü, erkek domuzun sahibine sormuş:
- Gebe kalıp kalmadığını nasıl anlarım?
- Sabah bak; eğer samanın üstünde yatıyorsa tamam... Yok eğer kumda yatıyorsa; o zaman gene geleceksin." demiş.
Köylü ertesi sabah bakmış; domuz kumda yatıyor. Yeniden el arabasına domuzu koyup komşu köyün yolunu tutmuş.
Ertesi sabah domuz yine kumda yatıyor...
Bu durum böyle 10 gün devam etmiş. Adam ertesi gün kalkmış ve karısına:
- Hanım bak bakalım; bizim domuz samanda mı, yoksa kumda mı yatıyor?
Karısı bakmış, gelmiş:
- Bey domuz ne samanda yatıyor, ne de kumda... El arabasına binmiş seni bekliyor?..
Kaydol:
Yorumlar (Atom)