Feministler


Feministlerin yıllık kongresinde, Amerikan Delegesi hanımefendi kürsüye gelmiş ;

- Geçen yılın kararlarını aynen uyguladım. Eve gider gitmez kocama:

“Bundan sonra temiz çamaşır istersen, kendi çamaşırını kendin yıka!
İşte makine orada” dedim.

- İlk gün bir şey görmedim,

- İkinci gün bir şey görmedim,

- Üçüncü gün bir baktım, makinenin başında sade kendi çamaşırlarını değil, benimkileri de yıkıyor!


Alman Delegesi söz almış ;

- Ben de kararımız gereğince kocama:

“Bundan böyle temiz tabakta yemek istiyorsan, bulaşığını kendin yıka! İşte makine orada” dedim.

- Birinci gün birşey görmedim.

- İkinci gün bir şey görmedim.

- Üçüncü gün baktım, makinenin başında sadece kendininkileri değil, benim bulaşıklarımı da yıkıyor!


Üçüncü konuşmacı bizden,TÜRK feminist kardeşimiz...

- Türkiye'ye döner dönmez kararımız gereğince kocama :

“Bundan böyle yemek yemek istiyorsan, kendin pişirmen gerekecek.
İşte mutfak orada!” dedim.

- Birinci gün bir şey görmedim.

- İkinci gün de bir şey görmedim.


- Üçüncü gün, sol gözüm biraz açılır gibi oldu... Hafiften görmeye başladım !!!

Çukur


Köyün birinde bir çukur varmış ve herkes bu çukura düşerek yaralanıyormuş.
Köyün ileri gelenlerinden Temel'inde aralarında olduğu 3 kişi toplanmış. Birincisi:
-Çukurun yanında bir ambulans beklesin hastahaneye çabuk yetiştiririz. Demiş. İkincisi:
-Çukurun yanına bir hastahane yaptıralım düşenlerin hastahaneye yetişmesi zaman almaz demiş. Sıra Temele gelmiş:
-Sîzde hiç akıl yok demiş: Bu çukuru kapatalım hastahanenin yanına bir çukur açalım demiş

Ajan Sınavı


CIA Rusya‘daki çok gizli bir görev için seçmece adaylarını bir imtihana tabi tutar.
Başarılı olan adayları son bir sınav olarak sır tutma sınavına alır.
Her birine bir sır verirler ve bunu söyleyip söylemeyecekleri konusunda işkenceye başlarlar.

Ajanların çoğu çözülür fakat Temel ne yaparlarsa yapsın sırrı vermemektedir.
En ağır işkenceleri geçtikten sonra tamam derler Temel bu işe uygun.
Yalnız uykusunda konuşup konuşmadığını öğrenmek için birde odasına kamera koyalım onu izleyelim.Ve Temel’in odasına gizlice kamera koyarlar.
Temel odaya döner dönmez kafasını duvarlara vurmaya başlar ve bir taraftan da söylenir;
-Hatırla oni..hatırla oni. Boşu boşuna işkence görüyorsun hatırla oni…

Hasan Kim?


İri yarı kabadayı adamın biri kahveye girmiş.
-Hasan kimdir?
Adamın biri atlamış.
-Benim!
Kabadayı bu adamı iyi bi dövmüş agzı burnu kanlar içinde kalmıs sonrada çekip gitmiş. dayak yiyen adam kabadayı gittikten sonra gülmeye başlamış. kahve halkı sormuş...
-Yahu adam seni dövdü agzını burnunu kanattı hala neye gülüyorsun?
-Nasıl kandırdım ama enayiyi benim adım Hasan degil temel'di:)

Sınav

Küçük Levent annesine telgraf çeker: "Sınavım kötü geçti. Babamı hazırla..." Telgrafa yanıt gelir: "Babanı hazırladım, sen kendini hazırla!.."

Yardım

Ozan heyecanla eve geldi. Kapıdan girer girmez: "Anne yandın..." dedi. Annesi telaşla sordu: "Neden yandım yavrum?" Ozan üzülerek cevap verdi: "Öğretmenim, 'senin dersine yardım edeni bir görsem dayaktan öldüreceğim' dedi!.."

Hiç


- Buraya oturamazsın! Ben kimim biliyor musun?
- Kim olduğunuzu bilmeli miyim?
- Ben yardımcı doçent falan kişiyim.
- Evet?
- Benim gibi kıdemli birinin yanına oturamazsın!
- Size bir soru sormak istiyorum. Siz yardımcı doçentlik ünvanınızdan sonra ne olacaksınız?
- Doçent.
- Peki sonra?
- Şayet başımıza bir şey gelmezse profesör.
- Daha sonra?
- Belki zor ama, ordünaryus profesör.
- Evet... Peki bu dereceden sonra?
- Hiiç...
- Ben şimdiden ‘hiç’im; lütfen müsade edin yanınıza oturayım...