Sınav

Küçük Levent annesine telgraf çeker: "Sınavım kötü geçti. Babamı hazırla..." Telgrafa yanıt gelir: "Babanı hazırladım, sen kendini hazırla!.."

Yardım

Ozan heyecanla eve geldi. Kapıdan girer girmez: "Anne yandın..." dedi. Annesi telaşla sordu: "Neden yandım yavrum?" Ozan üzülerek cevap verdi: "Öğretmenim, 'senin dersine yardım edeni bir görsem dayaktan öldüreceğim' dedi!.."

Hiç


- Buraya oturamazsın! Ben kimim biliyor musun?
- Kim olduğunuzu bilmeli miyim?
- Ben yardımcı doçent falan kişiyim.
- Evet?
- Benim gibi kıdemli birinin yanına oturamazsın!
- Size bir soru sormak istiyorum. Siz yardımcı doçentlik ünvanınızdan sonra ne olacaksınız?
- Doçent.
- Peki sonra?
- Şayet başımıza bir şey gelmezse profesör.
- Daha sonra?
- Belki zor ama, ordünaryus profesör.
- Evet... Peki bu dereceden sonra?
- Hiiç...
- Ben şimdiden ‘hiç’im; lütfen müsade edin yanınıza oturayım...

Sınav


Ev kadını ilkokul diploması almak için imtihana girer. Tabiat bilgisinden sınıfta kalır. Sorular şöyledir:
- Mide ne iş yapar?
- Sindirim yapar.
- Akciğer ne iş yapar?
- Solunum yapar
- Kalp ne iş yapar?
- Dolaşım yapar.
- Beyin ne iş yapar?
- Kapıcılık yapar...

Meslek

Birinci sınıfa başlayan çocuklara öğretmen, babalarının mesleklerini soruyordu: “Söyle bakalım Tuna, baban ne iş yapıyor?” Tuna: “Otobüsleri kaldırıyor efendim.” dedi. Bir sıra önde oturan bir çocuk yanındaki arkadaşına yavaşça sordu: “Pek iyi anlayamadım, neymiş babası?” Arkadaşı büyük bir saflıkla cevap verdi: “Vinçmiş, vinç!..”

Değerli maden

Öğretmen sınıfta madenleri ve ne kadar değerli olduklarını anlatıyormuş. Dersin bitiminde çocuklara sormuş: “Çocuklar!.. Kim hangi madene sahip olmak ister?" Önce David cevap vermiş: "Platin, öğretmenim. Onunla kendime bir Porsche alırdım." Ardından Mike cevaplamış: "Altın, öğretmenim. Altınlarımla kendime son model bir Cadillac alırdım." En son küçük Joe yanıtlamış: "Silikon, öğretmenim. Ablamda iki tane var, kapının önündeki arabaları hayal bile edemezsiniz!.."

Sınıf

Küçük Ali okula başladığından beri her gün öğretmeni Aysel'e gidip “Öğretmenim, beni yanlış sınıfa koydunuz. Benim yerim birinci sınıf değil. Ablam üçüncü sınıfta, ama ben en az onun kadar akıllıyım. Hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın" diye şikayet edermiş. Bundan sıkılan Aysel öğretmen bir sabah Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne götürmüş ve durumu anlatmış. Müdür "Peki..." demiş, "Bu çocuğu bir imtihan edelim. Eğer yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa sokalım!" Sormaya başlamış, "İki kere iki?” Ali hemen "Dört" diye cevap vermiş. “Sekiz kere dokuz?" Ali "Yetmişiki" demiş. "Kaç mevsim var?" Ali "Dört" demiş. Aysel öğretmen müdüre "İzin verirseniz ben de birkaç soru sorayım" demiş ve sormuş; "Söyle bakalım ineklerde dört tane ama bende iki tane var... Bu nedir?" Ali "Bacak!" demiş. Aysel öğretmen sormuş; "Peki senin pantalonunda olup da benim pantalonumda olmayan nedir?" Ali hemen "Cep!" demiş. Bunun üzerine müdür Aysel öğretmene dönmüş ve "Hocam..." demiş, "... bu çocuğu üçüncü değil beşinci sınıfa koyalım... Çünkü son iki soruya ben doğru cevap veremedim, ama o verdi!.."