Sıkışmış...

Bir iş adamı iş için geldiği şehirde kaldığı otelde çok sıkışıyor felaket derecedede ishal durumda gidiyor tuvalete dibi delik malum zor bela yetişiyor kapısını zorluyor tuvaletin ama nafile sıkışmış açamıyor daha fazla dayanamıyacak artık orda içine edecek bişeyler arıyor yatağın dibinde bitane unutulmuş kadın çorabı buluyor geçiriyor kıchına bi güzel rahatlıyor rahatladı rahatlamasına ama ne yapacak bu çorabı düşün taşın aklına balkondan aşşağı atmak geliyor çıkıyor balkona çorabın ucundan tutuyor sallıyor sallıyor bırakıyor paaat çorap üstteki balkona yapışıyor
adam içinden geçiriyor al başına belayı diye sonra ben diyor en iyisi kat görevlisini çağırayım çağırıyor genci diyor arkadaşım sana bi teklifim var ama kimseye söylemeyeceksin eğer bu işi becerirsen sana 5 milyon vereceğim diyor genç düşünüyor tamam abi diyor gel diyor benim odama gidiyorlar beraber adamın odasına tekrar soruyor adam anlaştık değilmi kimseye söylemeyeceksin diye tamam abi diyor çocuk gel benimle balkona diyor beraber balkona çıkıyorlar tavana bak diyor bakıyor çocuk tavana yapışmış moku görüyor işte diyor bu moku burdan temizle sana 5 milyon çocuk düşünüyor düşünüyor abi diyor sen oraya nasıl zıçtığını söyle ben sana 20 milyon vereyim........

Temel çırılçıplak Dursun ise donlu

Temel ile dursun gece yarısı yolda yürüyorlarmış. Temel çırılçıplak dursun ise donlu.
Temel Dursun'a diyor ki,
-ben senun neyini seviyom biliymisun?
Dursun: neyimu daa?
Temel: İradeni,kumarda nerde duracağını
biliyorsun

NOT:

Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı.
Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu.
Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti. Üzerinde -Babama- yazıyordu.Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:
Sevgili baba;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum. Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim. Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam… Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda bir sorundu. Fakat benim için bunlar
değildi gerçek tutku ve gerçek aşk… Baba jale hamile! Jale’nin dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait bir karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var. Bir sürü çocuğa
sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor. Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız. Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye…..
O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor. Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabilirim..
Eminim birgün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını tanıyacak,seveceksin
Oğlun…..
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben Mehmet’lerdeyim.
Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim.

Kolleksiyoncu

Hafifliğiyle ve aşklarıyla ünlü bir yıldızdı. Sık sık da evlenirdi, Yine evlenmişti ama her gün başka bir aşk yaşamaktan geri durmuyordu. Bir akşam kocası onu en yakın arkadaşlarından biriyle çırılçıplak yatakta yakaladı. Koca ile sevgili birbirine kızmışlardı ama, çok «ski arkadaş oldukları için olayı serinkanlılıkla çözümlemek istediler. Ünlü yıldız odadan çıktığı sırada:
-Kardeşim, dedi biri öbürüne, madem bu kadını ikimiz de seviyoruz O halde seçim hakkım ona bırakalım. Biz ona düello yapacağımızı söyleyelim. Dışarı çıkalım. Sonra mahsustan düello yaparmış gibi havaya ateş edip kendimizi yere atalım. içeri girdiğinde hangimize koşarsa, onu seviyor, demektir. Ötekimiz çekip gider. Tamammı?
-Tamam....
Ve dediklerini yaptılar. Havaya iki el ateş ettiler. Sonra kendilerini yere attılar. Ölmüş gibi yattıkları sırada, ünlü yıldız içeri girdi. Ancak ikisine de koşmadı. Doğru yandaki dolaba koştu. Kapısını açtı:
Çıkabilisin sevgilim dedi, ikisi de geberdi...

Midesi bulanırmış

Genç kız evlenmiş balayı için kocasıyla bir deniz seyahatine çıkmaya karar vermişlerdi. Eczahaneye uğrayıp bir kaç şey almak istedi:
— Bir kutu doğum kontrol hapıyla, bir kutu bulantı ilacı rica edeceğim.
Eczacı hayret içinde sordu:
— Size bulantı veriyorsa niye yapıyorsunuz hanımefendi?

Sıkışıyormuş


Kadın kocasına bir pantolon ala­caktı. Dükkana gidip isteğini söyledi.

Satıcı sordu:
— Önü düğmeli mi olsun hanıme­fendi, fermuarlı mı? .
Kadın telaşla konuştu:
— Sakın fermuarlı olmasın. Fermuarlı bir ceketi var, durmadan gravatını sıkıştırıp duruyor.

Kalitesi

Centilmen Fransız polisi, Amerikalı turisti tehlikeli şekilde araba kullanırken durdurmuştu. Turistin alkol alıp almadığını kontrol etmek istedi ve "Hoh" der misiniz, diye rica etti. Amerikalı
hohladı..Sonra merak ve endişe ile, Fransız'a baktı..Polis düşünceli görünüyordu. Amerikalı dayanamayıp sordu:
— Eeee... Sonuç!...
Fransız başını iki yana salladı:
— Üzgünüm Mösyö.. Chateau Duvalier.. 1962.. Biraz sulandırılmış... Üstelik iyide dinlendirilmemiş...