Laz'ın biri çıktı dedi ki...!

Temelden düz mantık

Temel barda oturmuş içki içiyormuş.
Yan tarafta içki içen uzun atkuyruk saçlı yuvarlak gözlüklü top sakallı entel bir damın elindeki kitaba göz takılmış.
Adama sormuş
- Haçan o kitap neyun nesidur.
Adam
- Düz mantık kitabı demiş.
- Ula o nedur ki
- Bilmiyor musunuz beyefendi
- Bilmeyrum
- Anlatayım o zaman demiş ve başlamış anlatmaya
- Evinizde akvaryum var mı?
- Vardur
- O zaman siz balıkları seviyorsunuz
- Doğrudur
- O zaman siz hayvanları da seviyorsunuz
- Haçan bu da doğrudur
- E o zaman siz insanları da seviyorsunuz
- Evet
- O zaman sizin karşı cinse karşıda ilginiz var
- Evet vardur
- E o zaman siz ibne değilsiniz
Temelin hoşuna gitmiş bu hemen bir düz mantık kitabı almış.
Yolda giderken Dursunla karşılaşmış. Dursun Temel in elindeki kitabı görünce
- Ula Temel nedur o kitap da demiş.
Temel de hemen bilgiç bilgiç
- Düz mantık kitabıdır
- Ula düz mantık da nedur da
- Ula bilmey misun
- Yok bilmeyrum demiş.
Temel de hemen başlamış anlatmaya
- Ula sizin evde akvaryum varmidur Dursun
- Yoktur deyince
Temel hemen demiş ki
- O zaman sen ibnesin

Papağan

Yeni evli iki çift gerdek gecesi sevişmek için hazırlanırken kadın birden eşine
-Yapamayacağım, der.
Eşi sebebini sorduğunda
-Bu papağan bana bakarken rahat davranamıyorum, yanıtını verir. Bunun üzerine adam papağana doğru yönelir. Papağana
- Şimdi arkanı dön. Eğer bizim tarafa dönecek olursan senin ananı *ikerim, der.
Bunun üzerine papağan arkasını döner. Karı kocanın işi biter, sabah olur. Papağanın arkası hala dönüktür. Çift ise balayına gitmek için valizlerini toplamaya başlarlar. Fakat son bir parça valize sığmamaktadır. İçeride şu diyalog geçer:
- “İttir ittir…”
- “Olmuyor ittiriyorum.”
- “Biraz daha zorla, girdi girecek.”
- “Dayanamayacağım, gücüm kalmadı.”
- “Ha gayret, sık dişini, az kaldı giriyor.”
- “Yok bu böyle olmayacak.Ben en iyisi gardolabın üstüne çıkıp oradan atlayiim, belki o zaman girer.”

Bunun üzerine papağan arkasını dönerek
- “Valla diil anamı, sülalemi *ikseniz bu pozisyon kaçmaz…”

Bir kelle getirene on lira

Kurtuluş savaşında ordu büyük zayiat vermektedir...
Ordu komutanı bu gidişe dur demenin yollarını ararken aklına dahiyane bir fikir gelir. Hemen bölüğü düz bir arazide toplar ve bölüğe hitaben: Bu günden sonra düşman tarafından bir kelle getirene on lira vereceğini söyler ve bölüğü cepheye gönderir. Ertesi gün bölük şaha kalkar ve her kes iki, üç kelle getirip ordu komutanından parasını alır. Savaşın üçüncü günü ordu komutanı postası olan temelin yok olduğunu görür. Bölüğe haber salar ve tüm ölüler ile yaralıların arasında temeli araştırır. Yapılan aramalarda temelden iz yoktur. Temelsiz geçen beş günün sonunda nöbetçilerden birisi bölüğe doğru bir toz bulutunun yaklaştığını alarm verir. Dürbünü eline alan ordu komutanı yaklaşan bulutun bir kamyon olduğunu görür. Gözlerine inanamaz kamyonun kasası düşman kelleleriyle doludur ve direksiyondaki de temelden başkası değildir. Sevinçle temeli karşılayan ordu komutanı ordusuna dönerek asker dediğin böyle olmalı der ve temeli odasına çağırır. Odaya giden temele ordu komutanı:

-Bak evladım devletimiz savaş halinde, ekonomimiz bozuk ben size kelle başına on lira sözü verdim ama bu kadar kelleye ödeyecek paramız yok gel seninle bir anlaşma yapalım kelle başına sana altı lira vereyim demiş.
Komutanın teklifine şiddetle karşı çıkan temel parasını tam olarak ister. Bir türlü temeli ikna edemeyen komutan kızgın bir ifadeyle altı lirayı neden kabul etmediğini sorar.
Temelin cevabı müthiştir.
Komutanım vallahi yedi liradan ben aldım onları der.

Temel nasil öldi

Yolculuktan dönen Idris, kahvede oturanlara sordu :
- Yahu pizum Temel nasil öldi?
- Kalpten cittu, dediler.
- Vasiyetu filan var miydu?
- Var idu. "Beni denize gömün" demis idu.
- Cömdünüz mü?
- Cömdük amma, mezarinu kazarken çok kayip verduk...

Hangisi Salak

İki işadamı konuşuyorlarmış.
Birincisi "benim bi sekreterim var, salağın tekidir" demiş.
Diğeri hemen "benim sekreterim seninkinden daha salak" demiş.
Bunlar uzunca süre bunun tartışmasını yaptıktan sonra sekreterlerden hangisinin daha salak olduğunu kanıtlamak için bir plan yapmışlar.
Birincisi sekreterini çağırmış ve sekreterine "al şu beş milyonu git bana son model Mercedes al gel" demiş. Sekreter gitmiş.İkincisi çağırmış ve sekreterine "olum git bizim eve ben evde miyim değil miyim bak gel" demiş.

O da çıktıktan sonra iki sekreter dışarıda karşılaşmışlar.Birincisi demiş ki "benim patronum çok salak.." diğeri atılmış "hayır benim patronum daha salak "bunlar da tartıştıktan sonra hangisinin daha salak olduğunu kanıtlamaya karar vermişler.
Birincisi "benim patron bana beş milyon verdi benden son model Mercedes almamı istedi. Ulan hiç pazar günü galeri açık olur mu?"
İkincisi "benimki de benden eve gidip evde olup olmadığını kontrol etmemi istedi. Ulan koskoca işadamı yanında bi sürü telefonu var açıp sormuyo da beni ta evine kadar yolluyo" demiş.

Gazete olmak istiyormuş

KADIN kahvaltı sofrasında gazete okuyan kocasına bakıp söylenmiş;
‘ - Keşke bir gazete olsaymışım. Böylece bütün gün sıkı sıkı tuttuğun ve ilgilendiğin tek şey ben olurdum.’
Adam kafasını bile kaldırmadan cevap vermiş;
‘- Evet keşke sen bir gazete olsaydın; böylece yarın senin yerine yeni bir tane alabilirdim...’