Eyer

Hollywood yıldız adayı sarışın bayan, Nevada çölünde Vegas yolunda ilerlerken son model arabası bozulur. Otostop yapmak ister ama hiçbir araba geçmez. O da ne? Uzaktan bir atlının geldiğini görür. Bu bir Navajo kızılderili savaşçıdır. Çaresiz kızılderiliden rica eder, "Beni en yakın servis istasyonuna kadar götürür müsünüz?"der.

Kızılderilinin atının terkisine atlar. Yolculuk gayet olaysız geçer. Yalnız, kızılderili her beş dakikada bir "YAHOOOOO!" diye bir çığlık atmaktadır. Bu öyle bir çığlık ki, bu çığlıklar çölü aşıp karşıki kayalık dağlardan yankılanır. Nihayet önlerine çıkan ilk servis istasyonuna varırlar.
Kızılderili sarışını orada atından indirir ve gene dağı taşı inleten "YAHOOOO!" çığlığını atarak atını dörtnala sürer.

İstasyon görevlisi kızılderilinin arkasından bakarken sarışın bayana sorar:
"Bu kızılderiliyi bu kadar heyecanlandıran şey nedir, ne yaptınız adama ?"diye .
"Ben mi? Hiçbir şey yapmadım. Sadece arkasına oturdum ve kollarımı belinin iki yanından sardım, düşmemek için de eyerinin boynuzundan tuttum."
Servis istasyon görevlisi:
"Kızılderililer eyer kullanmazlar ki!...".

En pahalı şarap

Temel çok para kazanmış. Ailece lüks bir lokantaya gitmişler. En pahalı şarabı seçip ısmarlamış.
- Garson “ Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,
- Temel “ Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum.”

ÖKSÜRÜYORUM

Temel dahiliyeciye gitmiş. Doktor ona neyinin olduğunu sormuş.
- "Öksurayrum", demiş Temel.
- "Ne zamanlar öksürüyorsun?"
- "Tuvalette oturuyurken kapiyu tiklattiklari zaman", demiş Temel...

3 KİŞİ

Temel Amerika'da trafik polisidir. Bisikletle yol trafiğini ihlal eden bir papazı durdurur:
- "Dur, ceza yazacağım."
- "Ceza mı? Yazamazsın."
- "Haçan nedenmiş o?"
Papaz gülerek cevap vermiş:
- "Benim sağ kolumda İsa, sol kolumda Meryem var."
Temel hemen atılarak:
- "Uy da, yazacuğum. Bisiklete üç kişi bineysun!.."

TRABZON'A GİDER

Temel uçakla Trabzon'a gidecekmiş. Oturmuş bir yere rastgele. Asıl yer sahibi gelmiş:
- "Beyfendi burası benim yerim kalkar mısınız?"
- "Hayır."
- "Beyfendi burası benim yerim kalkın."
- "Hayır."
Yer sahibi gider hostese başvurur.
- "Beyfendi burası sizin yeriniz değil, kalkar mısınız lütfen?"
- "Kalkmam."
Hostes çare bulamayınca kaptana başvurur. Kaptan, Temel'in kulağına bir şey fısıldar ve Temel kalkar, arka tarafa oturur. Herkes hayret etmiş durumdadır, "biz bu kadar uğraştık kalkmadı acaba kaptan nasıl kaldırdı bunu" diye. Dayanamıyorlar, Kaptan'a soruyorlar:
- "Dedim ki burası Trabzon'a gitmez.."

TEKRAR DENEYİN

Temel ile Dursun promosyonlu meşrubat alırlar. Meşrubatı açan Temel hemen kapağa bakar:
- "Tekrar deneyin."
Kapağı kapatıp yeniden açar ve okur:
- "Tekrar deneyin." ... ... ... En sonunda sinirlenen Temel:
- "Ula Tursun. Ha punlar pizi kandıriy! İki saattir deneyrum hala pi şey çıkmadi."

TEMEL KARAYOLLARI'NDA

Temel Karayolları Müdürlüğünde işe alınmıştır; görevi ise yollardaki çizgileri çekmektir. Temel'e bir kutu boya ve fırça verilir. Temel çizgileri çekmeye başlar. Bir gün amiri gelir ve çizelgeye bakar; "1. gün 500 metre, 2. gün 300 metre, 3. gün 150 metre, 4. Gün 100 metre.." "Temel", der "her gün gittikçe tembelleşiyorsun galiba?" Temel cevap verir: "Aksine amirum daha çok çalışayrum lakin gün geçtikçe boya kutusundan daha fazla uzaklaşayrum."

BAŞKA ASKER YOKMU

Yeni asker olan Temel'e komutanı sormuş:
- "Savaşta siperdesin, sağ taraftan düşman askeri geldiğini gördün. Peki ne yaparsın?"
Temel heyecanla cevap verir:
- "Hemen çevirir silahımı üzerlerine ateş açarım komutanım."
Komutan tekrar sormuş.
- "Peki, karşıdan geliyorsa?"
- "Karşıya ateş açarım, komutanım."
- "Arkadan geliyorsa?" deyince komutan, Temel dayanamamış:
- "Komutanım, bu ordunun benden başka askeri yok mu?"

VERDİNİZ Mİ?

Temel araba sürerken kırmızı ışıkta geçmiş.Tabii bunu gören polis temeli durdurmuş.
Polis:
- "Ehliyet ve ruhsat beyfendi!"
Temel:
- "Verdunuzda mi isteysunuz.."

UZAKLAŞTIK

Temel ile Dursun bir gün ava gitmişler. İri bir geyik avlayıp geri dönerlerken çok ağır olan geyiği birer boynuzundan beraberce tutarak köylerine doğru yola koyulmuşlar. Köye beşyüz metre kala köyün yaşlılarından biri ile karşılaşmışlar. Adam geyiği görüp Temel ile Dursun'u tebrik ettikten sonra geyiği böyle taşımaları halinde etinin sertleşeceğini söyleyerek kuyruğundan çekerek taşımalarını önermiş. Temel ile Dursun da kuyruğundan çekerek taşımaya başlamışlar. Bir süre sonra çok yorulmuşlar ve Dursun Temel'e dönüp :
- "Ula Temel biz yine eskisi gibi taşısak iyi olur. Baksana köyden epeyce uzaklaştık..."

OLURSA OLSUN

Temel ile Dursun ilk defa İstanbul'a gelmişler.. Bir sokaktan geçerken kadının biri onlara "araba mı park eder misiniz?" diye sormuş. Onlar da "bizimle birer kere birlikte olursan ederiz", demişler. Kadın "tamam" demiş, kadının evine gitmişler. Kadın cebinden iki prezervatif çıkararak "biz bunları çocuğumuz olmasın diye takıyoruz, alın siz de takın" demiş. Temel'le Dursun "tamam" demişler. Aradan aylar geçtikten sonra Temel ile Dursun tarlada çalışırken, Dursun Temel'e: - "ula ben bu şeyden sıkıldım, o kadının da çocuğu olursa olsun; artık bunu çıkarıyorum ben", demiş.

O BENİMKİDİR

Temel ve dedesi otele gitmişler. Otelde tek bir yatak boşmuş, dede torun birlikte yatmışlar. Gece yarısı dede Temel'i dürtmüş:
- "Temel bana karı bul!"
- "Dede sakin ol yat."
Biraz sonra dede ikinci defa:
- "Temel bana karı bul!"
- "Dede sakin ol yat".
Dede biraz sonra üçüncü defa:
- "Temel bana karı bul!" deyince en sonunda Temel isyan etmiş:
- "Dede tuttuğuna güveniyorsan o benimkidir."

Kahkaha

Yeni evlenen bir çift ilk gecelerini geçirmek için bir otele gitmişler. Adam kadına:
- "Sen hazırlan ben geliyorum" demiş. Adam banyoya girmiş ve kahkaha atmaya başlamış. Kadın şaşırmış:
- "Bu daha ilk gece, şimdi sormayayım daha sonra sorarım" demiş.
Aradan yıllar geçmiş, çift evlilik yıl dönümlerini kutlamak için ilk gecelerini geçirdikleri otele gitmeye karar vermişler. Adam yine banyoya girmiş. Kahkaha atmaya başlamış.
Kadın "bu sefer sorucam" demiş.
- "Sen ilk gecemizde de böyle gülmüştün, ne oluyor içerde?" demiş.
Adam: - "Yirmi sene önce gravatıma işemiştim şimdi paçama işedim", demiş

Yumurta reyonu

 İki tavuk markette geziyorlarmış. Yumurta reyonuna geldiklerinde l.tavuk diğerine 40 krş değerindeki yumurtaları göstererek "bak bunları ben yaptım"der. Biraz daha ilerler, biraz önceki yumurtalardan daha küçük ve 30 krş değerindeki yumurtaları görürler. Bu sefer diğer tavuk "bak bunları da ben yaptım, seninkilerden yapacaktım ama kocam 10 krş için kıçını yırtmaya değmez dedi" der.

Öbür dünya da futbol var mıdır ?


Temel ile Dursun futbolcuymuş.
Bir gün sohbet ederken temel sormuş:
- La dursun ...öbür dünya da futbol var mıdır ?
Dursun:
- La bende bilmeyrum.
Kim önce ölürse ötekine mektup yazsın ve dursun ölmüş.
Temele mektup gelmiş:
- La temel saa bir eyi bide kötü haberim var eyisi burda futbol vardır.
Kötüsü bu haftaki maçın kadrosunda sende varsın

ŞOFÖRSÜZ GİDİYOR

Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyordu. Üst kattaki Temel bir ara cep telefonunu çıkardı ve alt kattaki Dursun'u aradı: - "Tursun, orada durum nasıl?" - "Hüç... Bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor." Temel: - "O da bir şey mi? Bizim katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsüz gidiyor."

İÇKİ İSTEYEN LAZ

Temel otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.. 'Ulan' diyor, "Ben aşağıdan içki isterken laz olduğum anlaşılır mı acaba?" Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor. "Bana bir fvisku.. yok böyle anlarlar".. "Bana bir rakı, yok" diyor "böyle de anlarlar". "Bana bir bira.. tamam" diyor "böyle iyi.. anlamazlar". Ve aşağıya iniyor. Masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor:
- "Barmen bana bir bira".
Barmen Temel'i biraz süzdükten sonra soruyor:
- "Birader sen laz mısın?"
Temel:
 "uuuy nasil anladın" diyor:
- "Burası resepsiyon bar karşıda.."

SIKINTI

Temel İngiltere'ye gitmişti. Arkadaşları Temel'e:
- "İngilizce bilmezdin İngiltere'de çok sıkıntı çektin mi?" demişler.
Temel:
- "Hayır, sıkıntıyı asıl İnciluzlar çekti..."

CONİ

Temel bir kurt köpeği almış ve mükemmel eğitmiş. Adı Coni'ymiş. Coni, Temel'in her söylediğini anlayabiliyormuş. Hatta telefona bile bakabiliyormuş. Temel bir gün evi aramış. Coni açmış telefonu...
- "Ula Coni sen musun?"
- "HAV"
- "Fadime evde mu?"
- "HAV"
- "Başka kimse var midur?"
- "HAV"
- "Ula kaç kişi vardur?"
- "HAV HAV"
- "Ne yapiyiler"
- "EHE EHE EHE"
- "Ula ne zamandan beri yapiyiler"
- "AUUUUUUUUUUUUUU"

GOLF

İngiliz, Fransız ve Laz gene beraberler..
İngiliz
- Golf için bir sopa, bir top ve bir delik gerekir, bende bir sopa var. Fransız:
- Bende de bir top var.
Temel:
- Ben oynamıyorum.

Müshil ilacı

Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki:
- "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel."
Adam bir hafta sonra gelince doktor:
- "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da:
- "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!"

Güle güle

Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nin resmi önünde dua ediyor.
- "Tanrım anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver. Güle güle anneanne..."
Bir anlam verememiş bu duaya... Ancak ertesi gün acı haber gelmiş. Anneanne sizlere ömür... Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada:
- "Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba...
" Ertesi gün büyük baba da ölmüş... Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada:
- "Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba...
" Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmiş yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri... Sapasağlam. Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor.
- "Ne oldu hanım?"
- "Bizim postacı", demiş hanım. "Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!"

Bir otobüs dolusu LAZ


Bir otobüs dolusu laz bir araya gelirse :) | video.mynet.com

Saatler geri alınıyor

Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:
- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.
Temel kendinden emin bir şekilde:
- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama, sadece 1 saat geri alınacakmış. 1 tanesini alırım, diğerlerini almam. xD

Bir kötü bir de iyi haber


Okyanusta büyük bir gemi hızla ilerliyorken, bir an gemi kaptanı herkesi güverteye çağırmış. Herkes güverteye toplanınca:
- "Size bir kötü bir de iyi haberim var" demiş. "Hangisi ile başlayayım?"
- "İyi olanla" demiş yolcular...
- "11 dalda oscar kazanacağız..."

DOKTOR'A VERİYOR

Temel'in karısı Fadime köydeki doktor ile işi pişirmişler. Bu durum köydeki herkesin dilinde, yalnız Temel bilmiyor. Kimse de korkudan Temel'e durumu açıklayamıyor. Köylü durumu Temel'e nasıl anlatırız diye kara kara düşünürken Tursun "merak etmeyun uşaklar ben Temel'e söylerum" demiş... Akşam kahveye gitmiş. Temel bir köşede çayını içiyor... Tursun Temel'i görünce yüksek sesle sormuş: - "Ha Temel uşağum, senin Fadime ne zaman profesör oluyor?" Temel: - "Tursun benim karı okumayı yazmayı zor söker. Profesör olmak kim o kim?" - "Ne bileyim" der Tursun; "Köyde herkes Fadime doktora veriyor diyor da..."

SİNYAL

Temel arabası ile Taksim Meydanında dönüp duruyordu. Aynı trafikçinin önünden beşinci defa geçerken, polis de merak etti ve Temel'i durdurup sordu:
- Bir yeri mi arıyorsunuz? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz?
Temel:
- Sol sinyal takıldı da..

2 TÜP GEÇİT

İstanbul'a tüp geçit yapılması için ihale açılmış.. Amerika, Japonya vs. hepsi teklif vermiş, 10 milyar, 20 milyar dolarlar... Bizim Temel'le Dursun ise 10 bin dolarlık bir teklif getirmişler.. Komisyon gitmiş Trabzon'a; Temel'le Dursun'u görmeye.. Demişler ki, "ihaleyi size vereceğiz, anlatın bakalım projenizi?" Temel başlamış anlatmaya... - "Ben gidicem Anadolu yakasına başlıycam denizin altından kazmaya, İdris de gidecek Avrupa yakasından kazacak. Denizin altında ortada buluşucaz." Yetkililer sormuş: - "Peki ya hiç buluşamazsanız ne olcak?" İdris de bu sefer atılmış: - "O zaman bir tüp geçit fiyatına iki tüp geçit yaptırmış olacaksınız..."

GECEYİ BURADA GEÇİRECEĞİZ

İki Karadenizli uçağa binmiş. Uçak havalandıktan sonra uçağın motorlarından biri bozulmuş. Pilot anons etmiş: - "Uçağımızın bir motoru bozulmuştur. Telaşa gerek yoktur". Aradan çok geçmeden ikinci motor da bozulmuş. Pilot anons etmiş: - "Uçağın ikinci motoru da bozuldu....". Temel Dursun'a dönmüş: - "Tursun desene geceyi burda geçireceğiz."

YUNUS BALIĞI

Temel ölmüş. Öteki dünyada görevliler listeye bakmış ve Temel'e: - "Ya, senin adın listede yok sen bugün ölmeyecektin yanlışlıkla ölmüşsün. Seni tekrar dünyaya göndereceğiz. Ama kurallara gore insan olarak gönderilemezsin. Ancak istediğin bir hayvan olarak dünyaya gönderileceksin. Ne olmak istersin?" Temel biraz düşündükten sonra: - "Yunus balığı olayım", demiş. Ve anında yunus balığı olarak dünyaya ışınlanmış. Aradan 3 dakika geçmeden Temel tekrar öteki dünyaya dönmüş. Görevli sormuş: - "Ne oldu ya? Biz seni şimdi gönderdik niye geldin?" Temel masum bir şekilde cevaplamış: - "Yüzme bilmiyordum, boğuldum!" O

O AFRİKA'DA BEN BURADAYIM

Temel bir gün dertli dertli içiyormuş meyhanede.
- "Ne bu hal", demiş Dursun.
- "Boşver" demiş Temel de.
Dursun ısrar etmiş "biz arkadaş değil miyiz?" diyerek. Temel dayanamamış:
- "Ama kimseye anlatma.. Hani ben bir zaman Afrika'ya gitmiştim ayı avlamaya?"
- "Hatırladım bayağı da dönmemiştin" demiş Dursun...
- "Günler sonra buldum en sonunda avlayacak bir ayı ama tam ateş edecekken tüfek bozuldu. Ben de kaçarken uçurumdan aşağı düştüm."
- "Eeeee" demiş Dursun "Sonra..."
- "Her tarafım kan revan içinde, komaya girmişim. Sonra ayı beni yuvasına götürdü. Yaralarımı yaladı, balla, sütle besledi beni, iyileştikten sonra da bana tecavüz etti aylarca" demiş.
- "Buna mı üzülüyorsun, takma kafanı yaa bak bu kadar zaman geçti. Çoluk çocuğa karıştın, mutlu bir hayatın var" demiş Durmuş.
Temel:
- "Bu da hayat mı be birader... O Afrika'da ben burda.."

TEMEL VE MAYMUN


Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

YAVAŞLA


Temel otobanda köklemiş gazı, gidiyor...
Bakmış bir tabela: "YAVAŞLA 80 km."
Hızını o an 80'e indirmiş Temel.
Az sonra bir tabela daha: "YAVAŞLA 60 km." Temel 60'a inmiş.
Merakla giderken yeniden bir tabela: "YAVAŞLA 40."
- "Yolda çalışma var galiba!" deyip 40'a düşürmüş hızını.
Epeyce sonra yine bir tabela: "YAVAŞLA 15 km."
Talimata uyarak 15 km.'ye düşmüş Temel. Yolun en sağından tıngır mıngır gidiyor. Ama meraktan da çatlayacak. Uflaya puflaya bir saat daha gittikten sonra yeni bir tabela görmüş:
"YAVAŞLA'YA HOŞ GELDİNİZ, NÜFUS: 2500"

Dünyanın en kısa fıkrası (n.f.k.)

İki kadın sessizce oturuyorlarmış :)
(Necip Fazıl Kısakürek’ ten en kısa fıkra)

İki Bebek


2 bebek battaniyelerinin altında oturuyorlarmış. Biri diğerine sormuş:
-”Sen eykek bebek misin kız bebek mi?” Öteki ellerini havaya kaldırmış:
-”Biymiyoyum.. nasıl anlayız ki?” Bizimkisi
-”ben biyiyoyum akıllım bak…” demiş ve ötekinin battaniyesinin altına kafasını sokuvermiş.. 2-3 saniye sonra kafasını dışarı çıkarmış …ve gülümsemiş:
- “Sen kız bebeksin ben de eykek bebeğim..”
-”Ama neyden anladın???” diye sormuş öteki…
-”Çok kolay akıllım… senin patikleyin pembe benimkiley mavi. :)

Titanik

Zencinin biri Türkiye’ye gelecekmiş.
Gelmek üzere yola çıktığında pasaportunu kaybettiğini anlamış.
Üzgün üzgün yürürken yerde bir pasaport bulmuş.
Üzerinde Leonardo Di Caprio yazıyormuş.
Çaktırmadan pasaportu atmış cebine düşmüş yola.
…Kapıkule’ye geldiğinde gümrük memurları Temel ve Dursun zenciye
pasaport sormuşlar.
Zenci yerde bulduğu pasaportu Temel’e vermiş.
Temel uzun uzun pasaporta bakmış.
Sonra zenciye bakmış,dönüp Dursun’a sormuş:
- Ula Dursun, Titanic Batti miydii, Yandi miydii….:)

Cenaze ve Köpek


Bir adam sabah yürürken ilginç bir cenaze kafilesi farkeder; önde giden köpekli bir adam, arkasında …iki tabut ve tek sıra olmuş yaklaşık 200 adam. Tuhafına gider. Kafilenin başındaki adam kuşkusuz cenazenin sahibidir, yanına yaklaşır ve sorar:
- “Beyefendi, bu acılı gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?” Adam yanıtlar:
- “Öndeki karım arkadaki de kayınvalidem.”
- “Vah vah; başınız sağolsun. Nasıl oldu?”
- “Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş onu da öldürmüş.” Adam biraz düşündükten sonra sorar:
- “Beyefendi kopeğinizi ödünç alabilir miyim?”
- “Sıraya geç…” :)

Fıkralarla Ramazan

Tetris

Temel, bir binanın önünde durmuş, arkadaslari da çatiya çıkmış.
Temel aşağıdan arkadaşlarına,
-Ula sen… iki kolunu yana aç aşağı öyle atla demiş.
Birincisi atlamış gümm.
-Ikinciye? Sen sadece sağ kolunu yana aç, öyle atla? demiş. İkinci de atlamış gümmm.
-Üçüncüye? Sen iki kolunu yanına yapıştır öyle atla? demis. O da gümmm.
Yoldan geçen bir adamin dikkatini çekmiş sormuş,
-Kardeşim siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına demiş.
Temel cevap vermiş,
-Tetris oynayruz.

Temel-Dursun Fıkra

Temel ile Fadime’ nin Aşkı

Temel ile Dursun çocukluk arkadasıdır…
60lı yaslarda birgün Dursun Temele akşam yemeğine gitmiş.
Temel karısıyla hep aşkım hayatım gibi sözlerle hitap ediyormuş…
Dursun ise bu yıllardır süren aşkı hayretle izliyormus.
Temelin eşinin olmadığı bi ara dursun temelin kulağına eğilerek :
- ya Temel demiş yaş 60 küsür yıldır hala karına aşkım canım diyorsun ne güzel anlasıyorsunuz demiş… Temelde Dursuna dönerek :
- ula çaktırma karımın adını unuttum demiş. :)

Kraliçe Elizabeth

Temel Istanbul a gelmis, yürüyormus.Bu arada 5 dakikada bir top atislari duyulmaktaymis. Merak edip sormus. Hemserum haçan habu top atislari neyin nesidur? diye. Kraliçe Elizabeth in gelmesi sebebiyle top atisi yapildigi anlatilmis. Aradan yarim saat geçmis ve top atislari halen sürmekteymis. Temel yine sormus bir baskasina Bu top atislari neyin nesidur hemşerum? diye. Ayni cevabi alinca söylenmis: Ula, yarim saattir bir kariyi vuramadular :) )

Şakayı Sevmem

Nasreddin Hoca çarşamba pazarında gezintiye çıkmış. Dolaşırken birden ensesinde bir tokat hissetmiş ve kendini yerde bulmuş. Hemen kalkmış arkasına bakmış, bide ne görsün iri yarı bir adam. Nasreddin Hoca:
-Bana sen mi vurdun? Adam:
-Evet ben vurdum.. Nasreddin Hoca:
-Şakamı yaptın yoksa gerçekmi vurdun? Adam:
-Gerçek vurdum ne olacak..? Nasreddin Hoca:
-Haa… iyi öyleyse, ben şakadan hiç hoşlanmam da..!

Hırsız Yakalayan Robot


Japonyada hırsız yakalayan bir robot icat etmişler.
Amerikada 5 dakikada 180 hırsız yakalamış.
Italyada 5 dakikada 80 hırsız yakalamış.
Fransana 5 dakikada 30 hırsız yakalamış.
Türkiyede 5 dakikada robotu çalmışlar :)

Temelden Kayıp ilanı


Temel'in kaynanası kaybolur ve gazeteye şöyle bir ilan verir:

“Kaynanamı kaypettum. Körenlerin insaniyet namına körmemezlikten gelmeleri rica olunur.”

Yanlışlık


"Çok acaip bir şey oldu" diye adam, arkadaşına anlatır:
— Dün gece kapıyı çaldım, açanı hizmetçi kız zannedip öptüm. Meğer karım değilmiymiş.
— Eeee. Ne olur yani?
— Ne oluru var mı? Karım kendisini öperken (Dikkat et kocam geliyor) diye fısıldadı.

Temel & Dursun (Fıkralarla Türkiye)

Kış ve yaz

Karı koca doktora gitmişler. Koca, ezile büzüle derdini anlatmaya koyulmuş:
— Nasıl söylesem bilmemki doktor bey..İlk sevişmede işler tıkırında gidiyor, ikincisinde çok zorlanıyorum, dizlerimin bağı çözülüyor, parmağımı kımıldatacak halim kalmıyor...Derdime bir çare.
Doktor sormuş:
—Yaşınız kaç beyefendi?
—Kırkbir efendim.
Tam o sırada adamın karısı lafa karışmış:
— Ah doktor bey, siz işin iç yüzünü bir de bana sorun. Kocamın birinci dediği ocak ayında idi. ikincisi ise, nisan..

Geçin erkeni

Çoğunlukla sabahları büroya yarım saat geç gelen sekreter, o gün nasılsa yirmi dakika gecikmişti. Durumu gören patron:
— Çok güzel Necla Hanım, dedi. Bugüne kadar geç kaldıklarınızın en erkeni bu oldu...

Kıvrak Zekâ


Bir süpermarkette müşterilerden biri satıcıyla tartışır.
Müşteri yarım kivi almak konusunda ısrarlıdır, ancak satıcı bunun mümkün olmadığını defalarca söylemiş olmasına rağmen müşteri inatla yarım kivi almak ister ve tezgâhtarla hararetle tartışır. Tezgâhtar kibar bir şekilde bu konuyu müdürle görüşmesi gerektiğini söyler ve müdürün odasına girer:
—“Efendim, hayvanın biri yarım kivi almak istiyor” der demez bir de bakar ki kavga ettiği müşteri de arkasında duruyor. Sözüne devam eder
—“Bu beyefendi de diğer yarısını almak istiyor”
Müdür;
—“Tamam, bir mesele yok o zaman” der.
Birkaç dakika sonra müdür tezgâhtarı yanına çağırtır.
—“Aferin, sen çok zeki birisin, düştüğün kötü durumdan kıvrak zekânla kurtulmayı bildin, tebrik ederim, nerelisin sen?"
— “Yeni Zelandalıyım efendim”
- "Amerika'ya niye geldin?"
- "Yeni Zelanda cazip bir yer değil, orda insanlar ya orospu ya da ragbi oyuncusudur"
- "Benim karım da Yeni Zelandalı!"
- "Karınız hangi takımda oynuyor efendim?"

Kulak

Adamın biri kazada kulaklarını kaybetmiş. Araştırmaları sonucu iyi bir plastik cerrah bulmuş, ve girmiş ameliyata.
Ameliyat sonrası bandajlar açıldıktan bir süre sonra: - "Aman Allahım Doktor! Bana kadın kulakları takmışsınız!" diye bağırmaya başlamış.
- "Kulak kulaktır!" demiş Doktor... "Kadını erkeği olmaz!"
- "Yanılıyorsunuz!" demiş hasta... "Herşeyi duyuyorum ama hiçbir sey anlamıyorum!"